3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1624
Okunma

Sen şimdi dalgınlığına kaç..!
Görünmez duvarlarla Sarılı,
Boşluk dolu, soluk gözlerinle..
Bense gecenin ortasında sana doğru,
Sorgusuz kendimi seyredeceğim...
Nasılsa, bir Mahşer yalnızlığı paylaştığımız..
Kimsin sen..?
Kimim ben..?
Sen şimdi dalgınlığına kaç..!
Havaya savurduğun duman,
Masaya Bıraktığın çakmak,
Oturduğun eski koltuk bile..
Senin Dünya’na ait / ki ben hariç..
Belki benim bilmediğim,
Bir hastalıktır bu,
Veya olduğun yeri seviyorsundur..
Kimbilir ?
Sen şimdi dalgınlığına kaç..!
Söyle sana ne anlatayım..?
Kırgınlığın kendime çarpan sesinimi..?
Hayal kırıklığı ile örselenmiş ruhumuzumu..?
Acıyla gölgelenmiş gözlerinin ardındaki,
Neüdüğü belirsiz Kaf dağlarınımı..?
Yokluğunun yastığımda bıraktığı,
Saç tellerinimi..?
Sırf kalemini değdirdiğin için,
Atmaya kıyamadığım kağıtlarınımı..?
Sen şimdi dalgınlığına kaç..!
Merak ediyorum..?
Ben varmıyım dalgınlığının bir yerlerinde..?
Şimdi burada değilsin..
Ama beni duyuyorsun biliyorum..
Kapat hadi Gözlerini..
Benim içimide dinle..!
Hala sen kokuyormu, çarpan kalbim..?
Sen şimdi dalgınlığına kaç..!
Şahidi olmadığım, savruluşlarının..
Yara izlerindemisin ?
Ne tuhaf..!
Sen hiç tanımadığım bir kent gibi,
Soluksuz ve rutubetli bir ev gibisin...
Alabora edilmiş düşlerimi..
Senin dertop ettiğin sessizliğine,
Nasılda, Sürgün ettim..
Rica etsem.. Acaba..!
Bugüne kadar sana söylediğim,
Tüm sevgi sözlerimi, bana geri verebilirmisin..?
Onları hak edene vereceğim..
Olmadı tek tek kendime hediye edeceğim...
Hadi...!
Sen şimdi dalgınlığına kaç..!
20/06/2015
5.0
100% (6)