1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2435
Okunma
Çocukken ben.. çocukken..
Hep bir mucizenin üst katında tepinirdim.
Söverdiniz susmam için, tak tak tak, vururdunuz duvara
Nev-i şahsına münhasır davetlerim,
Dumandan sonraki keşfimdi
Vurup vurup topuklarımı duvara,
Çıkmaz mısınız bir üst kata? ,
Demek isterdim.
Ağzımla değil. Ayaklarımla,
Vura vura, duvarlara..
Utandım canım işte. “Ne olur gelin” demeye,
Gürültü daha kolaydı, sukunetten
Söyletmeyin işte.
Hala çağıramam gelin diye.
Gürültü çıkarayım anlayın
Dumandan daha tehlikesiz, anlayın.
Pençelerim daha utanmazdır, patilerimden
Yumuşak karnım, göz yaşım, hepsi birer utançtır
Canım anlasaydınız ne vardı gürültülerimden
Gürültülerim, fısıltılaşacaktı anlasaydınız..
Bekleseydiniz, müzikleşeceklerdi.
Kaçırdınız.
Saçıma kelebekler dikmiştim, evet,
Evet, öpüştüm o denizin dibindeki balıkla
O gece bir tay doğurdum içtiğim ilaçlarla
Doğruydu, karıncaların yalancısıyım diyorken size
O alet edevat kutusunu tanrı sandım bir ara
Doğrudur pistim, pis dolaştım orada
Çünkü burunlarını silmiyordu başroldeki sevilesi kadınlar!
Morlarımı sakladıysam içime,
Kırmızıydı diye bütün barbieler
Perdelerden bozma çadırlarda yalnızlığı aradım
Neyim eksikti kariyerli kedili kadınlardan ?
-Bu kriteri büyüyünce öğrendim-
Perdelerimin içinde, kedilersiz bir yerde
Bulmuşum, buluşmuşum
Bir doktorculuk kadar yakınmış
Aşk, o zamanlar bize
Zillerine basıp kaçtıysam kalplerinizin
Arayın bulun diye,
Kızın, kovalayın, yakalayın diye ben
Saklanırdım çadırlara.
Kaybolmuş numaralarım,
Kızmış, istemez bakışlarım,
Küstüm , oynamıyorumlarım..
Biraz ters bir lügat ile
Sevgi arsızı dokunuşlarım..
Ne vardı ? Anlasaydınız.
Tam kanımız kaynadı, tam oyuna ısındık
Sobelendik, ebelendik, kör ebeydik
Akşam ezanlarında yaktık imanımızı
Akşam ezanlarında eve gitmelerde
Küfrede küfrede
İlk ayrılık, ilk geri sayımlarda
Yaktık imanı
Akşam ezanları, yaktın.
Küçük adam, hatırlar mısın?
Mahalle çocuğuydum ben,
Sokak kızı derlerdi
Bisiklet ile çok soyuldu dizimin derileri
Bisiklet ile ezmeye çalışır gibi yaparken seni
Cilveleşirdim,
Korkuturken, şakalaştık sanardım
-ki hala komik bence -
Sanki en çok seni korkuturken yakınlaşırdık,
Ben korkutayım, sen bir şey de
Ben korkutayım, sen bir şey de
Muhabbet çoğalsındı maksat..
Birgün gerçekten çarptığımda
Vallahi, kasten değildi..
O gün soyulan dizimin derileri
İyileşmedi..
O sarışın kız, ufak, tefek, mavi gözlü
Hiç aklımdan gitmez,
Gelmez olaydı mahalleye,
Mavisini nasıl da siyahcasına üzerimize saçtı
Gözümün kahvesi ile aramızı açtı,
Aramı açtı deniz kızlarıyla,
Uzasın diye kirpiklerimi kestiğim de yalandı
Kahverengisini kısaltıp,
Mavisini uzatacaktım bakışlarımın.
Geri almak seni,
Bir makas darbesi
Ve birkaç kirpiğimin defni
Kadar kolaydı,
Terkedilmemek o ara
Sevgili Büyükler,
Değişmez büyüyünce oyunlar, değişmez
Lügatlar, değişmez… hikayeler değişmezler,
Yine tepinerek çağırmaya çalışırsın alt komşuyu
Huyun değişmez.
Polise şikayet ederler,
Zindana kapatılır, acılarınla keder
Kaka şakalar yaparsın yakınlaşmak için
Kapının arkasından çıkarsın
Böö diye karanlıktan,
Korkutarak, oyun oynarsın
Saklanırsın divanın altına bulunmak için,
Dokunulmak için küsersin,
Anlaşılmak için sesini yükseltirsin,
Küs mü, barış mı ile çözmek istersin bazen
-Baş parmağınla işareti öpüştür-
-Arasından bir parmağını geçiştir-
Gel kilometreleri parmaklarımızla bitiştir
Büyüme, gel bu kadar kolay olsun
Öpüştür kaderlerimizi
Demek istersin..
Babamı çağırmak, abime söylemek,
En olmadı mahallenin çocuklarına şikayet etmek mümkün mü seni?
Sokağa çıkarmasın ertesi gün annen,
Boş odada düşün, tek ayak üstü dur on dakika
Canın acımasın tabi ama…
Yeter ki göz yaşlarımı ufacık yatıştırsın birileri
Sonra yuvarla parmaklarını gel
Küs mü, barış mı ?
Bu kadar kolay onarılırdı yaralarım bir ara
Açılan, saçılan, her türlü deli yaram
Bu kadar kolay açılır.. saçılır.. onarılırdı..
Çocukluğumuzun en son gününü hatırlıyorum.
Çocukluğumun en son günüydü.
Küstüm Levent’le evleneceğim! demiştim sana.
Daha hırsız olmamışken elimi kestin.
Henüz aldatmamışken sürgüne gittim.
Henüz öldürmemişken katledilmiştim.
Sen bana,
Öldün mü dedin?
Öldüm, dedim.
Çok belliydi şaka olduğu.
Ölseydim nasıl cevap verebilirdim ?
Öldüm diye, gömdün ve gittin.
Canım çocuğum, sevgili büyük, küçük adam,
Hikayeler yukarıdan aşağıya akıyor
Bak bu yüzden ölüler ranzalarda yatıyor
Kabir azabı yataklardan başlıyor
Kederinle gömüldüğün soğuk yataklar
-Hiç yakıştı mı şimdi bu sözler çocuklara-
Ama canım çocuğum,
Ben yaşlandım, sen kaç yaşındasın şu an ?
Sanırım sen annenin eteklerine kaçtın
Sen benim çocuksu neşelerimi kıskandın.
Heveslerimden korktun.
Bu yüzden beni hüzünlerinle boğdun.
Sarışın, mavi gözlü bir kız çağırdın.
Ben yine kirpiklerimi kestim.
İlaçlarımı içtim.
Taylar doğurdum.
Topukladım duvarları.
Polisler geldi.
İçeri düştüm.
Etrafımda çadırlar ve kediler.
Kederler.
Vallahi ezmeyecektim bisikletimle seni.
5.0
100% (4)