12
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1096
Okunma

daldım hatıralar sarmalına
yıllar; raf ömrünü doldurmuş defter yaprağı
değil’ki onun her sayfası sunmuş olsun refahı
acılar aşklar sevinçler olur olmazlar içinde saklı
okuyorum o gözle, ayak, el, dudak takip de anıları
değil dünden farklı, hissediyorum bu gün ama
keşke denmeseydi yaşananlara hatıra
yürek durur mu yerinde
nasılda çarptı hatıra diyin ce
bilmem kaç bar basınç termometrede
fırlaya’çak yürek, göğüs kafesinden anılara
öyle bir rabıta hasıl oldu ki konuşuyor bu ikili
kalmadı, yaş farkı, mekan’sa reset’ledi kendini
belki saniyenin onda biri
unutulmaz hazlardan sundu siyah beyaz filmler gibi
derken iki damla göz yaşı tutundu kirpiklere
düşemedi; oysa öylemi idi eskiden
damardan akan sıvı bile değil eski hızında
o günün tadında olmasa da hatıra
dünden kalan bugüne
değişen mekanlar, müstesna gök kubbe
işte çoban yıldızı, ay ise değil dünden farklı
araçlar, o günün bineğinden belki şatafatlı
ama; aslında her şey geçmişte buğulu bir camda
nasıl ortam ısıtılınca kalkarsa
veya bir el okşarsa
gözler arıyor bugün, geçmişten hatıra
Mustafa Yılmaz (sertesenyel)
2015/Ankara
5.0
100% (15)