Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
sadikozen
sadikozen
VİP ÜYE

BİR ZEYTİN AĞACI KONUŞUYOR !...

Yorum

BİR ZEYTİN AĞACI KONUŞUYOR !...

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

2702

Okunma

BİR ZEYTİN AĞACI KONUŞUYOR !...

BİR ZEYTİN AĞACI KONUŞUYOR !...



BİR ZEYTİN AĞACI KONUŞUYOR !...
Dr. Sadık Özen

Ben garip bir zeytin ağacıyım. Dostluk ve barışın sembolüdür dalım Tıpkı sizler gibi, beni de Allah yarattı Sonra da sizlere emanet bıraktı.

Ben beni bildim bileli, size adadım kendimi Yaz-kış demedim yağmur yaş demedim, Güneş-gölge demedim, dağ bayır demedim Nereye diktiyseniz oraya yerleştim

Yerimden oynamam, yolculuk yapamam Tren ya da otobüsle seyahat edemem Arabam yok, hiç uçağa da binmedim Hep diktiğiniz yerdeyim, hep sizin emrinizdeyim

Ne yalan söylemeyi bilirim, ne dedikodu yapmayı Ne de birilerinin arkasından atıp tutmayı Haram lokma nedir bilmem, kimsenin hakkına göz dikmem Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını da yemem

Haraç yemem, rüşvet almasını bilmem Ne para sayma makinem var yatak odamda Ne de paraları istifledim ayakkabı kutularında Ben bir zeytin ağacıyım kendi halimde

Siyasetten anlamam, bu sizin işiniz, Çıkarınız için dini siyasete alet eden sizlersiniz Çıkarınız için gerekirse inançlarınızı bile yersiniz Beni de kirli oyunlarınıza alet edersiniz

Duruma göre; fiyatımı yükseltip oy alırsınız Bazen de tam tersi olur bütün bunların, Ürünlerime düşük fiyat biçer, kredileri keser Oy vermeyenleri cezalandırmaya kalkarsınız

Vatanıma ihanet, teröristlere yataklık etmedim, Molotof kokteyli va da başka silah üretmedim Yollara barikatlar, tuzaklar kurmadım Askerlerimize kurşun sıkıp onları arkadan vurmadım

Toprağımızı bölmek isteyenlere öncülük etmedim Etnik köken, ya da inanç ayırımı gütmedim Vatanımın asırlardır bekçiliğini yaptım. Ürettim, paylaştım, halkım için yaşadım.

Fakirin ekmeğine katık oldum her zaman, Kralların sofrasını da süsledim bazen Beni cennet taamlarından saydınız Sevaptır diye oruçlarınızı benimle açtınız

Peki şimdi ne oldu da birden, köküme baltayı vurdunuz HES modası çıkıp rant kapısı açılınca Hakkımda olmayacak yalanlar uydurdunuz Elinizden gelse çıkarınız için neslimi bile kurutursunuz

Cennet taamı olduğumu unuttunuz Yalan üstüne yalanlar uydurdunuz Kıyamet günü Museviler arkamda saklanacakmış diye Kulaktan kulağa fısıldayıp duruyorsunuz.

Neredeyse zeytin yenmesini yasaklayacak Yağımın kullanmasını da haram kılacaksınız Hiç akıl, izan, mantık kalmadı mı sizde yahu. Siz beni değil, bindiğiniz dalı kesiyorsunuz.

Hiç utanmaz, arlanmaz mısınız? Hiç Allah korkusu kalmadı mı içinizde? İnsanlıktan hiç mi nasip almadınız? Bu kadar mı nankör ve gaddarsınız?

Bütün ürünlerimi sizlere verdim. Sattınız; yediniz, parasıyla geçindiniz Evlendiniz, ev yaptınız, fabrikalar kurdunuz, Satış yerleri, marketler açtınız, zengin oldunuz.

"Önde zeytin ağaçları arkasında yar" diye Şiirler yazdınız benim için bir zamanlar, "Zeytin gözlüm" diye şarkılar bestelediniz, Arkamda saklandınız, gölgemde seviştiniz.

Hiçbir kötülük etmedim sizlere, sadece sevdim Ne ürettiysem hepsini sizlere verdim. Yaşlandım, ihtiyarladım, hastalandım Yine de sizin için özveride bulunmaya devam ettim

"Kırma zeytin" olsun dediniz, taşla vurup ezdiniz Fabrikalar kurdunuz, sıkıp yağımı çıkardınız Sobalarınızda çekirdeklerimi yakıp ısındınız Yapraklarımı kaynattınız, çay yapıp şifa niyetine içtiniz.

Tuza batırdınız, salamura yaptınız Sirkeye yatırdınız, turşumu kurdunuz Ezdiniz, ekmeğinize sürdünüz, afiyetle yediniz Yahu, hiç karşı çıktım hayır dedim mi size?

Ey katı yürekli, vicdansız, merhametsiz ve nankörler, Bugüne kadar hiçbir şey bekledim, hiçbir şey istedim mi sizden? Zalimce, insafsızca ve gaddarca ne istiyorsunuz benden ve bizlerden, Üzerimize sürdüğünüz dozerlerle söküp attınız kökümüzden

Ya bizi korumakla yükümlü olanlar ve bizin için yasa çıkaranlar Peki Allah aşkına bütün bunlar olurken; sizler nerelerdesiniz? Çıkarları uğruna 6600’zümüz birden katledilirken Hiç hatırlamadınız mı görevlerinizi, hiç mi sızlamadı mı içleriniz?
“Yırcalı kadınları” kadar cesaret yok mu yüreklerinizde…

Hele siz milyarlık arabalarda saltanat süren din adamları Ve “İslamda israf haramdır” diye fetva verenler, Bize yapılan katliamı nasıl oldu da görmediniz? Niçin bir fetva da bunun için vermediniz?

Hepiniz de gün gelince yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz Şunu iyi bilin; atalarımız "Yaş kesenin başı kesilir" demişler. Gün olur devran olur, bir gün suçlulardan hesap sorulur Bu dünyada olmasa bile, bir gün hak yerini mutlaka bulur..

04 Aralık 2014 / Antalya






Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Bir zeytin ağacı konuşuyor !... Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bir zeytin ağacı konuşuyor !... şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR ZEYTİN AĞACI KONUŞUYOR !... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Turgay Kaplan
Turgay Kaplan, @turgaykaplan
7.7.2015 14:04:27
Güzel kardeşim resimi üste koyarsan daha iyi okuruz.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL