Sorgusuz koynuna girdim yokluğunun
Susarak sevişmelerin çığlığı
Yumruklarken duvarlarımı…
Alfabeyi katlettim birer birer…
İpliğini pazara çıkardım hayallerimin
Dün yağmur altında gezerken…
Yalnızlık giydim kat kat…
Selam verdiğim kaldırım taşlarından
Selam verdiğim gönül kuşlarından usandım…
Yoksun ya…
Yalnızlık giyindim kat kat…

Bekareti bozulmuş kadehlerin
İçindeki dert suyu…
Kaç dudak üstünden geçmiştir
Kimbilir… Kaç dudak…
Kaç hasretin parmak izi gezer yanaklarında
Kaç günahkarın…
Dolup dolup boşalan bu şehir misali
Silip silip yazdığım şiirlerin isyanı
Kim girer koluna hasretimin
Kaç hasretin parmak izi gezer yanaklarında….

Bir sokak çocuğunun umutsuz yarınlarındayım
Dünleri başıboş sokaklarda firari…
Merhamet yoksunu saatlerin
Tik – taklarında boğulan sensizlik…
Yırtılan fotoğraf parçaları
Ayaklarımın altında…
Gel….
Toplamak sana kalmış bugünümü
Aklımda sen fikrimde sen
Yırtılan fotoğraf parçaları
Ayaklarımın altında…

Tutulmayan sözlerin arkasından
Koşan nedensizliğin kahkahasıdır duyduğum
Kimi gün gece kimi gün gündüze yakın
Ve başlar hüzün istilası yanaklarımdan
Akın akın…
Sus desen isyanda
Silmeye kalksan diklenir gözyaşların
Mendiline
Kızılcık şerbetidir dediğin
Kan kussan bile…
Beklemek…
Yağmur tanesini bekleyen topraklar misali
Kuzusunu bekleyen ana misali
Gelmeyeni beklemek
Yeni doğmuş küfürler dolarken dile
Boşver…
Kızılcık şerbetidir dediğin
Kan kussan bile…

Sorgusuz koynuna girdim yokluğunun
Susarak sevişmelerin çığlığı
Yumruklarken duvarlarımı…
Alfabeyi katlettim birer birer…
İpliğini pazara çıkardım hayallerimin
Dün yağmur altında gezerken…
Yalnızlık giydim kat kat…
Selam verdiğim kaldırım taşlarından
Selam verdiğim gönül kuşlarından usandım…
Yoksun ya…
Yalnızlık giyindim kat kat…

Ali ALTINLI – 04/06/2015
Saat: 10:32