10
Yorum
14
Beğeni
4,9
Puan
2041
Okunma

Suskun geceler ötelerken arsız çığlığını
Çığırtkan kuşların
Demli bir yalnızlığın sakil varlığı kadar
Uyumsuz olsa da, umut
Biriken öbek öbek…
Ellerim cebimde
Minik bir buse kondurdum yüzüne
Kaderin o bağışlayıcı esirgeyiciliği
Kadar aklı almaz
Belki de çok ötesinde beklentilerin
Dokunurken uzaklardan
Ve okşarken başımı usul usul.
Kâfir, yoz hatta utangaç kırlangıçlar
Konmuşlar gönül bahçeme
Didiklerler mütemadiyen
Payıma düşen ne ise,
Öylece seyrettim perdenin arkasından
Görmez gözlerle karıştırırken toprağı
Çıkarmak adına belki de saklı ne çok gömüt.
Devrik ömürlerin kıyısında yüzmek kadar sıra dışı
Konuşlandığım o çukur
Ölü sevgiler tıkış tıkış göğsümde,
Batık gemiler boş güvertelerinde
Dans eden hayaletlerin acımasız çığlığı.
Kanadı kırık ne çok düş
Sayısız kere düşmüşüm yollara da
Sayısını unuttuğum ne çok imge
Ellerimle savurduğum
Terk edip korkutulduğum
Dünden yadigâr
Sevdiklerimden miras;
Nasıl nasıl beyhude sakladığım
Bir köşesinde kalmış sayısız kırıntı
Varlığımdan dahi hicap duyduğum
Anlamlandıramadığım dev bir öfke.
5.0
94% (16)
4.0
6% (1)