6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
942
Okunma
Aylardır açılmayan kapımın tokmağı
Silkeledikçe beni
Şaşkın telaşlarım yumrukluyordu yalnızlığımın çeperini
Kapı mı?
Benim mi?
Kim?
Nasıl? soruları
Üstümden sildi hüznün ağırlığını
Koştum, yüreğim önde, vücudum bastonumun peşinde
Ve onun gibi titrek umutlarla
Açtım kapıyı Güneşe ….
Kamaştı gözlerim, titredi ellerim
Ve bir şey oturdu üstüne nefesimin
Sevincim vurdu tavana …
Bir çift el uzandı “ anneanne” diyerek
Bir çift göz baktı gülümseyerek
Özlemim bir busenin ucunda yanıp yok olurken
Zembilinden indiremediğim umutlar yüreğime aktı
Durgun suya düşen su misali yayıldı benliğime
Sardı sarmaladı ….
Derin bir sarhoşluğun içine attı
Ama ne meyhaneci vardı… Ne mey şişeleri
Yalnızca bir saki dolaşıyordu etrafımda
Dokunsam incinecek
Baksam içini göreceğim
Duyuyordum yüreğindeki çırpınışları
Dinliyordum o efsunkar nefes alışları
Şarap akıyordu kirpiklerinin ucundan
Parmakları rüzgara yelken açmış gibi
Taşıyordu beni alemden aleme
Allahım ne olurdu “ Bayram” deseydin her güne
Kalsaydım bu sarhoşluğun içinde
Dibe vursaydım…
Yalnızlığın yerine
Perihan Dirican