6
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1199
Okunma

ah ; temmuz ,
bi bil sen nasıl da bir çocuk kalbim olur
izin zamanı gelince ben
çiçeklenir yüzüm gözüm her yanım
ütülerim yazlıkları ,
ağustos böceklerinin çığlıklarını duyar gibiyim
meltemli rüzgarların yüzümde gezinir buram buram özlem
yollarda saçlarım birbirine eklenir yol olur
sılanın yolları vinyetini kara borsa satar gurbetçilere
pusu kurar köşelerde gölgeler yorgun gurbetçinin kuş uykusuna
sıla yolu çile yolu olsada
gümrüklere dolup taşacağız yine bu yaz
pişsemde o uzun konvoylarda
ruhum ipek böceği olur
kozasından çıkıp kanatlanmak ister gökyüzüne
memleketim gelirsem tut bırakma beni
tut ellerimi
durduğum bu yer de yabancıyım
mavi yağmurlarınla yıka beni
gurbet kokmasın üstüm başım
kimse bilmesin ,sen/de ben yabancıyım
ekmek ,çay şeker alınca bakkaldan
yabancı olduğum anlaşılmasın emi
gurbetçi demesinler .
güneş gelirsem altın ışıklarınla yak soluk tenimi
buğday başaklı rengimi gurbet elde yedi gri böcekler
gelirsem güneşinle yak beni
mavi yağmurlarınla yıka beni
gurbet kokmasın saçım başım
gurbetçi demesinler ....../
nur
5.0
100% (13)