3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
989
Okunma
ıslıklar calıyor temmuz
yürek meydanlarında
acılarıyla hasretiyle bizi tutan aşkımız
koşturuyor şimdi sokak çoçuklarıyla
bu ince yolların her biri kale kapısına cıkar
bir kaç yürek bölmüşlüğümüzde vardır
terden yagmurdan ve gözyasından ıslanan sundurmaların altında
oysa bu yolları birtek kuşlar bilir ve sen
temmuz zamanı bölüyor iki yakasını boynumun
şimdi ne göçmen kuşlar kaldı catılarda nede sen
bu yagmurların hepsi kara gözlerime cıkar güzel yüzlüm
ve istinasız terk etmekte sana degil elbet kuslara yakısır
yinede kuşlara benzeyen ömrümüz tatlı bir baharda
ıslıklar calıyor sanki yangın yerinde can telasında
bu temmuz ne mendebur ne yalnız
biz sokaklarında yalın ayak fukara çoçuklarıyız
bir kaç hayat unutmuşlugumuz var elbet
yamalarıyla sırtımıza bulasan bu eski kazaklarda
bir kaç dilekte tutmuslugumuz var elbet
gözlerimize karısın yagmurlardan kurtuldugumuzda
çelikten evlerinize belki düşmez sarı saclı temmuzlar
dişlerimizle böldügümüz düşlerin en sarabi ve gülümseyen ölüleri
oysa ne fevkalede yaşamaktır öpmek gözlerinden şimdi denizi
5.0
100% (5)