0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
785
Okunma
kuşku düştü mü gecenin nemine
yaprak yaprak dökülür suskunluğum
nereye gidersen git sonbahar ayak uçlarında
uyanıkken kurudur
ancak unutulmuş bir mezarda yeşerir ellerim
hani unutulmuşluk çağının gölgesi vurunca güne
uzaktaki bahar vurur rüyanın kıyılarına
aynada solan resim hüznün şulesi
başlarken kaos güneşin ilk ışıklarıyla
bu keder benden değil kaç asrın mehtabı
görülen göğe çıkan silüetim
bana görünen kendi izdüşümüm
korkunun ecelidir kayıp giden yıldız
şahaplar yaparken gökte düğün
ıtır kokulu güfteyle salınan meltem
doldurunca kanatlarımı çıktım yola
bu serüven muştulu dudaklara esir
kuşkudur selden geriye kalan
sus ki başlasın görünen gök düğüne
unutulmuş toprak kadar hürüm
yapraktan dökülen bakış kadar özgür
gün doğarken yanan kehanet
andolsun bitecek saltanatı
güvencim yeminimde
dönüşü yok verilen hükmün
5.0
100% (4)