Bir coşku...
Sonsuzlara uzanmış kanatlarıyla,
Engeli olmayan, sahili olmayan,
Hayranlığın tuzağına düşmüş,
Ve kendinden geçmiş.
Bir coşku...

Bir ümit...
Elemleri yırtıp parçalayan,
Hüzünleri geride bırakan,
Göz yaşını silen,
Gönlü inşirah meydanlarına salan,
Sevgilinin buram buram kokusunu duyan,
Bir ümit...

Bir selam...
Düşmanlığı kahreden,
Esenliğe açılan bir kapı,
Sevgiyi yeşertip, kini törpüleyen,
Adeta cenneti andıran,
Bahçeni gülistan eyleyen,
Bir selam...

Bir kelam...
Cehli öldüren, gadabı
söndüren,
Şeytanı pes dedirten,
Bilinmeyeni bildiren,
Küfür ağacını kurutan,
Tevhid tohumunu yeşerten,
Bir kelam...

Bir iman...
İçinde şüphe olmayan,
Tereddütsüz teslimiyetin kaynağı,
Aşığın maşuğuyla rabıtası,
Elest bezminden ahirete kadar yoldaşın,
Her halinde senin sırdaşın,
Tecellinin vesilesi,
Bir iman...

Bir dua...
Yalvarış ve yakarışı körükleyen,
Kulluğun ve acizliğin belgesi,
Bir kölenin efendisine müracatı gibi,
Bir dilencinin muhtaçlığını arzı gibi,
Boynu bükük ve garipliğin semeresi,
Mahlukun sesi,
Gönlünün iniltisi,
Bir dua...

Bir özlem...
Sevgililer sevgilisine,
İçinde sevdalar barındıran,
Aşıklar kandıran,
Bülbülün güle olan hasreti gibi,
Gece gündüz yandıran,
Küllenmiş ateşi körükleyen,
Üfürdükçe yanan,
Yandıkça alevler saçan,
Ebediyen tükenmeyecek,
Ve hep seni sevecek,
Seninle olma arzusuyla yanan,
Bir özlem...

(Bursa-Ağustos 2014)

Aydın ÇETİNER