1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1445
Okunma
kaç şehir çıkar ki dedi yüzümdeki çizgilerden
karıncaların son telaşı vardı köklerinde
usulca oturdu alıç ağacının dibine
pasinler sarı çarşaf
pasinler gurbete gebe
hasret demleniyor gene onüç otuz treninde
yamaç yamaç, dağ dağ
nisan karı gibi eridi gözlerinde çocukluğu
ninesinin masallarındaki devler
en derin uykusunun kanına girdiler
ve çok uzak şehirlerde gençliğini
savaş kaçkını haramiler
bir kelle hesabına kurşuna dizdiler
işte tam şu körlenmiş cılga yoldan
dağlara ota giderdi dilan
sevdaya prangalar vururdu töre
sen yanmış tutuşmuşsun kime ne
bu mevsim kimin boynunu daha keskin vurur
yılanlı dağdan aşan ay’ı
orak misali saysa
hangi yarayı muhkem acıtır şu deve dikenleri
üstüne bassa
ayağını değil de ciğerlerini
her bacanın tütüşünde
birer birer battı evler vadinin ta dibine
köy silindi,kendi silindi
iyice yaslandı alıç ağacına
gece ne güzel dost
eylül,ucu sivri kama olsa da
ova hışırdadı
toparlandı
tutuşturmuşlar hozan tarlalarını
dilan’nın gelinliği yandı
kasım
5.0
100% (3)