...
Fuzuli masraf gibiyim;
İçim tıklım tıklım dedikodu;
Mülteci aşk acıları çekiyorum!
Sömürge yalnızlıklar falan işte..
Deftere yazılmış iki ekmek parası kadar zor belki de..
Nasır tutmuş avuçlar..
Güneşin doğmadığı gündüzler mesela...
Attığın her adım daha bir gece, daha bir karanlık oluyor..
Sen ölmüşsün ama arkandan kimse ağlamamış gibi!
Musalla taşına koymuşlar beni;
Ha gittim, ha gideceğim;
Merak etme gideceğim yere senden selam götürürüm...
O değil de;
Yerimi yadırgıyor gibiyim!
Muhterem tabutuma sığamadım;
Ayaklarım biraz uzun gelmiş olsa gerek!
İçinden okyanuslar geçen hayaller bırakıyorum sana;
Aceleye gelmiş bir mektup düşün;
İlk yazılması gereken ’’merhaba’’
Mektubun sonun da gözüne çarpıyor;
Ve dudağından sadece; ’’sana da merhaba’’ düşüyor..
Kara trenlere el salla benim için..
Trenler seni bana getirmez;
Avuçlarına gizlenmiş seni bana getirecek dualar var..
Vakit geldi galiba!!
Mezarımda rahat uyur muyum bilmem!
Ama sen bensiz rahat uyu!
Fatihalar dökülsün dudaklarından!
Olur ya bir fatihaya denk gelir bedenim..
Topraklar örtülüyor üzerime;
Son söze gelirsek..
Seni çok sevdim güzel kız;
Hadi hoşçakal;
Mekanım cennet olsun!
Mekanım, cennet olsun.....


Aşkın Şairi