0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
764
Okunma
yine yokuş çıkmak düştü cılız bedenime
ayağımda yaşadıklarım köle gibi
hangi dağa kaçayım
hangisinde ab-ı hayat
soluk kadınlar geçiyor önümden
yüzleri soğuk
elleri sıcak
tutmaktan efkârını avuçlarında
kan damlıyor hayat çizgilerinden
sararmış patikalara yayıyor saçlarını
içinde bitmek bilmeyen güz sancısı
ölüm kokluyor uzandığı topraktan
içine çekiyor bir nefeste ilaç misali
gülmüyor kadın ağlamıyorda
yaşıyor nefessiz nasıl yaşanırsa
güneşe dönmekten kararmış yüzü
ısıtmıyor güneş cesedini cehennem gibi
bir susuzluk çatlamış dudaklarında
içiyor bulduğu pınardan kana kana
serinlemiyor içi yine yanıyor
kaybolan karanlıkta bir ışık arıyor
saçlarını elleriyle tarıyor
kan bulaşıyor kan kokuyor
kuyudaki yusuf geliyor aklına
kanli çemberiyle gözyaşlarını siliyor
ferahlıyor rabbi geliyor aklına
kaldiriyor kanli ellerini semaya
bir cümle dökülüyor kül rengi dudaklarından;
"doğrusu Rabbim gönderdiğin her hayra muhtacım"
5.0
100% (1)