1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1335
Okunma

Eski defterleri karıştırırken
Yazdığın mektuplar ilişti gözlerime.
Bir an maziye daldım.
Hüzünlendim
Göz kapaklarım ağırlaştı hafiften
Olduğum yerde
Uyuya kaldım.
Asker ocağında açtım gözlerimi
Kulaklarımda çınladı çavuşun sesi
“Mektubun var”
Yüreğim çarptı güm güm
Ah o ne çarpıştı öyle
Yine sen bana gelmiştin ya,
Bir mektup la olsa bile.
Ellerime aldığımda her mektubunu
Açmadan önce
Koyuyordum dizlerime
Okşuyordum sen gibi,
Gözyaşlarını
Mürekkebin dalgalarında görüyor
Gözyaşlarımı katıyordum izlerine
Damla damla.
Ve kokunu
Mısralarının arasına
Sinen kokunu.
Çekiyordum bir nefeste
Ciğerlerimin
Taa derinliklerine.
Ne güzel,
Sen kokuyordu.
Asır gibi gelen
Gecelerde,
Sen kokulu mektuplarla yatıyor,
Sen kokulu mektuplarla kalkıyordum
Sen kokulu mektuplara bakıp,
Ağlıyordum.
Biliyor musun?
Sana yazdığım mektuplarda
Ne çok özlemişim köyü
Diyordum ya;
Yalandı.
İtiraf ediyorum
Özlediğim köy değil
Sendin.
Nizamettin Uca