13
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
970
Okunma

mut albenisi güzel, kırmızı bir elma
cebimden ç’aldın bana vermezsin
çöpünü fırlatırsın beyaz giysime
çıkmaz kalır lekesi
mayıs yeşili gülüşünle başlar
daha ekmek tutmadan elin
baklava tepsisi başında
kimi koyacağını düşünürken kalp kolyene
gözlerin bana kayar
kıyacağını getirmem aklıma
dizin dibine bağdaş kurar
künyemi uzatırım
başları yazmalı kadınlar
yolumuzun üstünde hayat çatarlar
bir dam odun hayvan saman, saçkı
bir lokma bir hırkaya çalışırlar
kimi ırgat gider tarlaya
kimi durmaz bebe doğurur
kimi kotarır ellerini
kirliğe atıp geçmiş donunu
erkekler iyi kötü bir işte
sofraya koyacağı öğünü düşünür
geleceğe bırakılır ütopya
elleri, beyni hazırlanır çocukların
rafdan alınıp verilmez hemen
yemiş değildir gelecek
önüne konulup yenilecek
ikimiz daha itişip kakışırız
sen eşek olursun ben binek
bilmeyiz yüzümüzden gülümsemeler
başkaları bindikçe eksilecek
silinecek ağzımızın kıyısından
vişne renkli gülümsemek
mut alır gider olgun elmalarını
koparılır ham meyveler dalından
bir türlü yeni elma koyamayız cebimize
kalp kolyemiz eskir kalır komidinlerde
başka kırık bakışlarda
birbirini arar
gözlerimiz
mutluluk kalır başında yeşil eşarbıyla
adım atmaya ürkek
genç ayaklarda
01. 04. 2015 / Nazik Gülünay