vuslat baharda mı yazın mı olur
ya kışında vuslat neden olmasın
gözlerinde kalbim huzuru bulur
bakışında vuslat neden olmasın

ben sana tutulmuş bir garib aşık
derd çekmeye kafi miktar alışık
gönüllerimizden parlasın ışık
yakışında vuslat neden olmasın

yalan olmaz asla aşkımda benim
vebale müsait değildir genim
sevdanla beslensin pürüzlü tenim
çakışında vuslat neden olmasın

oldum ki melalin takıntılısı
sana meftun olmak oğulbalısı
didarın sanki bir şirvan halısı
nakışında vuslat neden olmasın

gönüllü esaret böyle olurmuş
esirler gırtlakdan zehir solurmuş
zulmün nemasını yarden bulurmuş
sıkışında vuslat neden olmasın

gülüşün bir yayla korusu gibi
dudakların elma kurusu gibi
gözlerin reyyanî duru su gibi
akışında vuslat neden olmasın

ateş gibi sevda olmasın kül
yazıkdır bu aşka dadanırsa zül
buluşduğumuzda saçlarına gül
takışında vuslat neden olmasın

sen bir yanasın, dünya bir yana
saadet nidamız vursun her yana
Aydın’ın yüzerek senin deryana
çıkışında vuslat neden olmasın

Bayrakdar, 2015.