3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1950
Okunma

Geceleri sokaklara kar yağardı
üşürdük
bir hüzün çökerdi odamıza
kapanıp içimize ağlardık
ağlardım…………………
ağlardı…………….
ağlardık geceler boyu
ıslanırdı pencereler
ıslanırdı yalnızlığımız
ıslanırdı geceler
ıslanırdı bütün şehir
nem kokardı, is kokardı
özlem kokardı
gurbet kuşları dönerdi başımızda
cama yaslayıp başımızı
boynu bükük karanfiller gibi bakardık
dalardım.....................
dalardı ................................
dalardık anılara
uzaklarda türküler çalardı kulaklarımıza
hasretlik çekerdik ölesiye
yüreğimize bir ateş düşerdi
yangın olup yeryüzünü yakardık
ben
Urfa’lı Mustafa
ve Maraş`lı Ali
gözlerimizde biraz duman
biraz dalgınlık olurdu hep
susardım……
susardı................
susardık kan kusardık
susardı sokaklarda sarhoşlar
içimiz kan ağlardı
soranlara yok bir şeyimiz
iyiyiz derdik
ben
Urfa’lı Mustafa
ve Maraş`lı Ali
bütün gece yatağa uzanıp
tavana dikerdik gözlerimizi
bakardım…………
bakardı............................
bakardık puslu ve ıslak
sokaklara gözlerimiz yağardı
ölesiye sılamızı özlerdik
yüreğimiz acırdı
gözlerimiz acırdı
uyuyamazdık
kalkıp sokaklara düşerdik
gezerdik sahipsiz kediler gibi
gezerdim.........
gezerdi .................................
gezerdik sabahlara kadar
sonra uyumadan işe giderdik
her gece sazımdaki hüzün olurdu gurbet
yüreğimizdeki sızı
gözlerimize yağmur diye düşerdi
acıları alır içimize saklardık
bir ben bilirdim.................
bir onlar ...............................
bir biz bilirdik ayrılık nedir, özlem nedir
çocukluğumuzu yaşardık masalsı düşlerde
her bayram yeni papuçlar giyer
koşardık ninemize
biz ona doğru koştukça
o uzaklaşırdı
bi -türlü yetişemezdik
hep bir gün dönceğiz umuduydu
içimizde sakladığımız
başımızı yastığa gömüp
gizli gizli ağladığımız
sıla özlemiyle doldurup içimizi
duvarlarla paylaştığımız
hep döneceğiz umuduydu
bunca kahrı yaşadığımız
rüzgar eserdi geceler boyu
trenler geçerdi
her iniltide yapraklar üşürdü içimizde
yağmur düşerdi gözlerimize
usanırdım………
usanırdı………
ıslanırdık…….
her gece böyle yalnız, uykusuz
bir hüzün çiçeği kırılırdı düşlerimizde
bir kardelen boy verirdi susuz
boynu kırık bir gelinciğin
sızlayışını duyardık yüreğimizde
ömür gelip geçerdi
mevsimler gelip geçerdi
fırtınaler eserdi içimizde
esen fırtınalar yüreğimizi delip geçerdi
hasret istasyonunda
yolcusuz kalmış
terkedilmiş bir tren gibi dururdu kalbimiz
beklerdim……………………..
beklerdi……………….
beklerdik geceler boyu
ne gelen olurdu ne giden
yalnız, çileli ve kederli
susuz, uykusuz ve dertli
beklerdik
kuşlar uçup giderdi uzak diyarlara
kuş olup uçardık ardından
alıp götürsünler diye
sonbahar rüzgarları estiğinde
yaprak olur savrulurduk
kar olur yüksek dağlara ağardık
oturup yüreğimizin kıyısına
ince ince yağardık
rüzgar olup eserdik doruklarda
sel olup akardık dünyanın öbür ucuna
bahar gelmezdi……..
acı dinmezdi…………
kuşlar sevinmezdi……..
ve biz ölür ölür dirilirdik her gece
kimse bilmezdi
ağlardım…………..
ağlardı…………..
ağlardık geceler boyu
silmezdik gözlerimizde akan yaşları
silmezdik ki kirpiklerimiz nemli kalsın
silmezdim ki ıslak gözlerimizde,
soluk yanaklarımızdaki izden anlaşılsın
gurbet ellerde bir ömür çektiklerimiz
ömrümüz gelip geçerdi
trenler gelip geçerdi
biz yılları sayardık
yıllar ömrümüzü
durmazdı kanaması kalbimizin bir türlü
beklediğimiz o an gelmezdi
ben
Urfa’lı Mustafa
ve Maraş`lı Ali
ne zaman bir vapur kalksa
bir martı havalansa
kalemimiz küserdi gecelere
payımıza hasret,
yadımıza sıla düşerdi
kırık hıçkırıklarla kurşunlanırdı uykularımız
yastık bilmezdi
boynu bükük rüzgarlara takılıp kalırdı hayallerimiz,
sabah olmazdı
kısacık bu hayatta
alıp onca acıları sırtımıza
upuzun bir yolda
hiç yorulmayacak gibi koştuk
sonuç bir avuç toprak
bir bedenlik kefen
şimdi ne Urfa’lı Mustafa var
ne de Maraş`lı Ali
sıra bizde
şimdi anlıyorum ki sıla bir aşk
özlem bir rüya
kavuşmak bir hayalmiş…….
Nuri CAN
5.0
100% (3)