8
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1450
Okunma
Tarih 16 mart’tı bahar gelmişti Mezopotamya’nın semalarına
Çocukla/ın minacık yüreğinde neşe vardı kırlara yeşeren çiçekler için
Gök yas tutmaya başlamıştı,bulutlar kendine doğru gizli ağlıyordu
Bahar kokusu kendini zehire alıştırmıştı oysa
Bir yerden bir köpek kurdurmuştu,ağzında salyaları pis,pis akıyordu
Anasını satıyordu entrikalar,satranca başlamıştı emperyalistler
Kana bulanacaktı haritadan bir yer
Diri diri yakılacaktı,Halepçe’de Kürtler
Ah Halepçe ah,derin acılar sahnesi
Bebeklerin celadı,masum kadınların kanlısı
Bir halkın tarihe düşen hunharca yok edilişi
Kim anlayabilirki şimdi,Zîşânın kemiğinden ayrılan etlerinin ağrısını
Seyyid’in eriyen bedeninden çektiği acıyı
O masum bebeğin gözlerinde kararan göğün rengini
Ateş düştüğü yeri yakar yanlızca
Beşbin Can’ın yok edildiği zalim kader
Herşey pür/pak,ap/ak değil
Her kulun bir parça günahı vardır
Hiç kimse süt/ten çıkmış ak kaşık saymasın kendini
Masum bir çocuğun kafasını döven dolu masum/mu sanki
Hayat bir şarapçının kirli saklından düşün bir bit kadar değersizdi
Herkes suskun kalmıştı
O kanlı tarihe
Mehmet Kılıçel
5.0
100% (11)