6
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2973
Okunma

DOSDTAN DOSTA
DOSTDAN DOSTA – 1
DERTLİ KÂZIM KİM
.......Kâzım DERTLİ’ye
Dertli Kazım kim olursun?
Seni sorup bilmek gerek,
Çok ağlama kör olursun
Göz yaşını silmek gerek.
Zevkle çalış doğru geçin
İyi güzel günler seçin
Derdi çekmek nasıl, niçin?
Dünya tatlı görmek gerek.
Herkes ahbab herkese de
Yalnız durma bir köşede
Hırsla başla her işe de
Bilmiyorsan sormak gerek.
Zerre zerre su damlasan
Toplanıp da tam çağlasan
Ve nihayet umman olsan
Arşa çıkıp yağmak gerek.
Bizler yolcu dünya handır
Kalıbından çıkan candır
Biten ömür küçük andır
Ölmek için doğmak gerek
İsmailoğlu bak ne der
Hayatını etme heder
Yoksa hizmet boşa gider
Gönül dostu bulmak gerek.
---- 10.03. 1990 - Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
……………………………………..
DERTLİ’DEN İSMAİLOĞLU’NA
....İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Üsdadım mektubun aldım okudum
Yıkılmış binaya istemez direk.
Derdim iple ördüm sık sık dokudum
Üstada derdimi bildirmek gerek.
Bir anam var, hasta doksan yaşında
Bekliyorum hergün heran başında
İniler, sızılar ağlar karşımda
Dermanın bulup da dindirmek gerek.
Çok zaman dolaştım il il gezerek
Gahi gülüp gahi kendim üzerek
Ölmüş bir insana dünya ne gerek
Cenazesin kılıp kaldırmak gerek.
Anlıma yazılmış kara yazılar
Anlamıyor beni burda bazılar
Kalpteki yaralar yanar, sızılar
Dermanın arayıp buldurmak gerek.
Üsdadım ben birgün ordan geçerim
Kapınızı çalar hem de açarım
Muhabbet yapar da çay da içerim
Hoş sohbetle beni güldürmek gerek.
Dertli Kazım çökmüş gönlümde yasla
Bütün ömrüm geçti, kederle yasla
Görüşemez oldum ahbabla dostla
Hatırdan, gönülden sildirmek gerek.
---- 15.04.1990 - Yumurtalık.
Kâzım DERTLİ - Yumurtalık.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 2
EY FERRAHİ
.......... AŞIK FERRAHİ’ye
Ey Ferrahi hergün hasta görünün
Doktorlara gidip sıra alsana,
Dayanılmaz ağrı çeken sürünün
Acı, sızı dinen yere varsana.
Oturun takatım yok dersin anlar
Kulak verir sırtın, döşünü dinler
Sana ilaç verir, derdini söyler
Senin bu derdine çare sorsana.
Takatın yok ise kolundan tutum
Doktor karşısına götürüp atım
İlaç almak için plak’ın satım
Derdin karşılığı para alsana.
Yaşamak dediğin var azı sende
Düşer bedenine kor, sızı sende
İstemesen bile yar bazı sende
Em alarak yarla yara sarsana.
Dertli günlerini acıyla anma
Üzülme, gücenme kimseye kanma
Allah vermiş ise başka şey sanma
Bu kara bahtını nara sürsene.
Der İsmailoğlu sıra doktorda
Şifayı dilersen çare doktorda
Derdin çek isteme kira doktorda
Bu derdi çekmeye kiralansana.
---- 12.01.1967 - Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
………………………………….
EY İSMAİLOĞLU
.......... AŞIK İSMAİLOĞLU’na
Ey İsmailoğlu çok hastayım bak
Lokmana gittim de sıra yok dedi,
Peki gidiyorum benden elin çek
Gidemezsin hiç bir yere yok dedi.
Oturmaya takatım yok anladı
Kulak verdi sagım, solum dinledi
Tam derinden bir ah çekti inledi
Senin bu derdine çare yok dedi.
Dedim gelin benim kolumdan tutun
Issız bir yerlere götürün atın
Kendi geldi bu dert almadım satın
Yardan gelen derde para yok dedi.
Yaşadtğım yaşın var azı bende
Çekilmez bu maraz kor sızı bende
Gönlümden atsamda var bazı bende
Beden hasta fakat yara yok dedi.
Tedaviyle topal, aksak da seken
Allah’ın verdiği dertleri çeken
Lokman Timuroğlu iyilik eken
Bahtına yazılmış kara yok dedi.
Der Ferrahi bana çare var Lokman
Yanın kalabalık sıra ver Lokman
Çok çektim bu derdi kira ver Lokman
Ne kadar taşısan kira yok dedi.
---- 12.01.1967 - Adana
Aşık FERRAHİ -Ceyhan / Adana.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 3
AŞIK EMRAK HABER VER
..... Cemil Cahit Güzelbey’e
Senelerce uzak kaldım İl’imde
Gaziantep İli nasıl haber ver?
Şivesi, aksanı tam mı dilinde
İlin güzel dili nasıl haber ver?
Komşulara akşam haber ederdik
Süt içmeye seher vakti giderdik
Bülbül sesin bahçe, bağda dinlerdik
Alleben’in gülü nasıl haber ver?
Yaşlı, küçük gider idik sahreye
Tekmil binilirdi atarabaya
Arada sırada bazen de yaya
Nurgana’nın yolu nasıl haber ver?
Boz tepeler, gedik beller aşılır
Dülük Tepe orda ayak basılır
Cümbüş, tambur neşe verir coşulur
Başpınar’ın beli nasl haber ver?
Cartlak kebab şişe doluşu usul
Çiğköfte’nin acı oluşu hasıl
Pekmez güleğinde duruşu nasıl?
Baklavanın balı nasıl haber ver?
Hele sonbaharda gidilen yerler
Sıypancak Kaya’da kayar mı döller?
İğne atsan yere düşmeyen haller
Çıksorut’un dolu nasıl haber ver?
İSMAİLOĞLU’ndan Emrak’a hürmet
Dudluk nice yerler geçmişten kıymet
Bana bildirirsen sizlere zahmet
Kavaklık’ın hali nasıl haber ver?
----- 15.10.1988 - Gaziantep
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
…………………………………….
HALİMİZ DEĞİŞTİ
.... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Yurdumuz bildiğin adamı başka
Adamlar azaldı dili değişti,
Kişileri başka, yordamı başka
Çoğunun gidişi, yolu değişti.
Şimdi cep doldurma olmuştur adet
En önde yer alır şahsi menfeat
Hatıra, gönüle yoktur riayet
Şaşırırsın, Tanrı kulu değişti.
Pek de yavanlaştı şu politika
Dalevere, vurgun çıktı ayyuka
Aka kara, kara denilir aka
Partilerin sağı solu değişti.
Yabancılar doldu Gaziantep’e
Gecekondularla oluştu tepe
Taşlar gitti beton dök sereserpe
Binalar değişti holu değişti.
Gaziantep artık başka bir şehir
Tüm sahre yerleri kayboldu birbir
Vadiler, tepeler ev doldu yer yer
Yamacı değişti, beli değişti.
Eski Alleben’de kalmadı eser
Kavaklık da ise sarhoşlar gezer
Atatürk Parkı’ndan hiç yoktur haber
Yeşili değişti, alı değişti.
EMRAK çok konuşma olur gocunan
Halinden memnundur vurguna konan
Bu dönem de sürsün hele bir zaman
Devletin parası, pulu değişti.
----- 20.11.1988 - Gaziantep
Aşık EMRAK (Cemil Cahit GÜZELBEY)
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 4
AŞIK FEYMANİ’ye
Kanat taktı uçtu, denizi geçti
Kimlere alamet Aşık Feymani,
Hakandı zehirle ölümü seçti
Kimlere nadamet Aşık Feymani.
Günlerce balığın karnında kalan
Kuyuya kıskançlık için atılan
Saraylara köle diye satılan
Kimlere bu töhmet Aşık Feymani.
Ölmeden yetmiş yıl zindanda kaldı
Dipdiri yılanı tutup kim saldı
Ejder şahı oldu koynuna aldı
Kimlere selamet Aşık Feymani.
Kabe’deki kutsal söyle ne taşı
Üç gün koltuğundan kesilen başı
Taşıdı, ölmedi, yaptı savaşı
Kimlere hak hikmet Aşık Feymani.
Duvara binerek onu yürüten
Kurtlara yem için etin çürüten
Acıya katlanıp sabır büyüten
Kimlere haz zahmet Aşık Feymani.
İsmailoğlu’nu kimdir yar eden
Yerdeki ummanı gökten kar eden
Canlıyı, cansızı yoktan var eden
Kimlere bu nimet Aşık Feymani.
---- 12.07.1962 - Kadirli
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
…………………………….
AŞIK İSMAİLOĞLU’na
Kanatlanıp uçan Caferi Tayyar
Uçağa alamet İsmailoğlu,
Yıldırım Bayazıt zehiri içen
Timur’a nedamet İsmailoğlu.
Yunus balık tarafından yutuldu
O Yusuf ki bir kuyuya atıldı
Köl’oldu Mısır’a gitti satıldı
Kardeşine töhmet İsmailoğlu.
Zeynel Abidin’dir zindanda kalan
Veysel Karani’dir yılanı salan
Şahmeran Ejderi koynuna alan
Yılana selamet İsmailoğlu.
Hacerül Esvet’tır Kıblegah taşı
Koltuğuna almış Genç Osman başı
Keramet gösterip yaptı savaşı
İlahi bir hikmet İsmailoğlu.
Hacı Bektaş Veli duvar yürüttü
Eyyüp Peygamberdir tenin çürüttü
Kurtlara katlanıp sabrın büyüttü
Acıya haz zahmet İsmailoğlu.
Feymani aşığı haktır yar eden
Umman buharını gökte kar eden
Kün emriyle kainatı var eden
Aleme bu nimet İsmailoğlu.
---- 12.07.1992 - Kadirli .
Aşık FEYMANİ.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 5
AŞIK İSMAİLOĞLU
... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Bay İsmailoğlu Mustafa Yılmaz
Aşıklar cihanda onmaz nedendir?
Yanar, tüter durur, çilesi dolmaz
Kurumaz gözyaşı, dinmez nedendir?
Hikmetini düşün eyle yorumu
Bekliyorum can cevapla sorumu
Ateşler içinde gönül zarımı
Narı yanar nuru yanmaz nedendir?
Çark eder kainat döner ayarda
Onsekizbin alem uygun biyerde
Yeniden dirilir ruhlar seherde
Günü gelen gider dönmez nedendir?
Sürünür yerlerde çağlar yorulmaz
Okyanusa varmayınca durulmaz
Katiyetle menziline erilmez
Güneş şule verir sönmez nedendir?
Pir elinden içtim aşk badesini
Bilen var mı onun hammaddesini
Muallakta duran arş gövdesini
Direksiz gökkubbe inmez nedendir?
Abdulcabbar Yurt’um şaşkına döndüm
Sevdasına düştüm tutuşup yandım
Rahmet pınarında yundum uyandım
İçtikçe içenler kanmaz nedendir?
---- 16.10.1996 - Adana
Abdulcabbar YURT
-------------------
AŞIK NİMETİ
........Abdulcabbar YURT’a
Dost Abdulcabbar Yurt Aşık Nimeti
Pişmek için yanmak onmaz manadır.
Aşk bahçesi ateş vardır hikmeti
Göz yaşları dökmek dinmez manadır.
Yangınımın deşeledin korunu
Can içinde cevapladım sorunu
Sur üfleyip öttürürler borunu
Nar yanıcı nur yanmayan manadır.
Kainata düzen koymuş oradan
Beş milyarı canlandırmış yaradan
Basılbadelmevd bulunur sıradan
Son makamda can dönmeyen manadır.
Gökten bulut bir emirle damlayan
Menzil alıp ummanları boylayan
Toprak, ışın sentezini anlayan
Şule candır fer sönmeyen manadır.
Pir elinde gönül çeker haddesi
Sevgi saygı aşkın ilk ham maddesi
Sanma dünya muallakta guddesi
Gökkubbe emirsiz inmez manadır.
İsmailoğlu’yum manada nokta
Sevdam yüklü nişan alınan okta
Arzda olan rahmet kütleden çokta
Doymazsın içtikçe kanmaz manadır.
---- 20.10.1996 - Adana.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 6
SEN NİÇİN GELDİN?
.........Mansur EKMEKÇİ’ye
Kendini bilmeyen kimseyi bilmez
Fani meclisine sen niçin geldin?
Dünya savaşırken gözyaşı dinmez
Hercümert içine sen niçin geldin?
Can alan susmuyor karşısı nerde?
Analar, babalar tutulmuş derde
Bilgelik nerede? Felç olmuş ser de
Fersiz alemine sen niçin geldin?
Irgalanır arzda sahte müsellem
Bir lokma uğruna dönüyor alem
Namertler yapıyor allem ve gullem
Hile ilmeğine sen niçin geldin?
Hırsızlar nerede dürüst nerede?
Ummanlar kaybolmuş susuz derede
Yemyeşil topraklar hangi serada
Helak düzenine sen niçin geldin?
Gökte Ozon durmaz delik tabaka
Dostluklar bozulmuş düşman yalaka
Duygusuz insanda var mı alaka?
Sevgi iremine sen niçin geldin?
Doğru yanlış çalar hep aynı telde
Kardeş kardeşiyle durum ne halde
İsmailoğlu der ne gelir elde
İnsanlık demine sen niçin geldin?
---- 02.04.2002 - Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
------------------------------
İNSAN DERGAHI
... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Kendini bilmeyen kula yanarım
İnsan dergâhına girmeye geldim.
Savaş benden uzak, gelse kaçarım
Dünyaya barışı, sunmaya geldim.
Silahlar susmuyor insanlar yerde
Analar ağlıyor, feryat göklerde
Cehalet kör olmuş gözlerde perde
Gözlerin ışığı, olmaya geldim.
Hortumcular patron, dürüstler çırak
Kimi yerde seller, kimi yer kurak
Yemyeşil topraklar olmadan çorak
Bu hale koyana, sormaya geldim.
Gökyüzünde matem, yerler karanlık
Dostluğun yerini almış düşmanlık
Duygular körelmiş, bitmiş insanlık
Kaybolan sevgiyi, bulmaya geldim.
Yanlış yola sapar, doğru dururken
Kardeş, kardeşine kıyıp vururken
Mansur dayanır mı can kudururken
Onun için “insan olmaya geldim”.
---- 02.05.2002 - Adana.
Mansur EKMEKÇİ - Adana.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 7
CAN MAHTURNA
..... Aşık MAHTURNA’ya
Seni gördüm saz elinde
Can Mahturna gül Mahturna,
Heyecanlı söz dilinde
Can Mahturna gül Mahturna.
Elindeki saz dillenir
Aşkın Bismil’de söylenir
Türkmenhacı köy ünlenir
Can Mahturna gül Mahturna.
Hacıbektaş yollarında
Dostlar tutar kollarında
Cemal’imin ol yanında
Can Mahturna gül Mahturna.
Gönül gözün beni gördü
Endamın karşımda durdu
Sen dedin de Anan sordu
Can Mahturna gül Mahturna.
Ben bir sordum sen söyledin
Beni mrcliste eğledin
Dara durduk cem eyledin
Can Mahturna gül Mahturna.
İSMAİLOĞLU da gördü
Cemal’ine gönül verdi
Bismil’e selam gönderdi
Can Mahturna gül Mahturn
---- 25.08.1986 - Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
----------------------------
SAZ ELİMDE
... Aşık İSMAİLOĞLU’na
Saz elimde çalıyorum
Can Aşık İsmailoğlu,
İşte geldim gidiyorum
Can Aşık İsmailoğlu.
Elimdeki sazı sordun
Bismil’i yurdumu övdün
Sana olan aşkı gördün
Can Aşık İsmailoğlu.
Hacıbektaş pir yolumda
Dost oldun tuttun kolumda
Cemal’in kanar gölümde
Can aşık İsmailoğlu.
Seni isterim yanımda
Turna olup mah gölümde
Anamın sözü dilimde
Can Aşık İsmailoğlu.
Cem eyledik birlik olduk
Gönül sorduk dara durduk
Meclislerde aşkı bulduk
Can Aşık İsmailoğlu.
MAHTURNA der yollarıma
Sıcak vurdu tenlerime
Terler doldu güllerime
Can Aşık İsmailoğlu.
---- 25.08.1986 - Adana
Aşık MAHTURNA.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 8
AŞIK MAHTURNA
.... Aşık Mahturna’ya
Bekliyorum yollarını
Aşık Mahturna Mahturna,
Açıyorum kollarımı
Aşık Mahturna Mahturna.
Yollarımız uzak sanma
Olur olmaz söze kanma
Cemal’imden başka anma
Aşık Mahturna Mahturna.
Benden davet senden zahmet
Gelirsen de sana hizmet
Soframda da vardır nimet
Aşık Mahturna Mahturna.
Gel de gözün ben olayım
Dilde sözün ben olayım
Elde sazın ben olayım
Aşık Mahturna Mahturna.
Turnalarla selam sana
Sevgi saygı senden yana
Selam gönder sen de bana
Aşık Mahturna Mahturna.
İSMAİLOĞLU selamı
Tatlı olur saz kelamı
Dolaşalım bu alemi
Aşık Mahturna Mahturna.
---- 15.08.1986 - Hacıbektaş
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
--------------------------------------------
İŞTE GELDİM
.... Aşık İsmailoğlu’na
Bekliyorsan yollarımı
İşte geldim, hemen geldim.
Açar isen kollarını
İşte geldim, hemen geldim.
Yolları sanmadım uzak
Sözlerde aramam tuzak
Cemal’in gönlümde mihrak
İşte geldim, hemen geldim.
Davetin var boynum büken
Gülümde yok bilki diken
Gözlerim de görmez iken
İşte geldim, hemen geldim.
Gel de gözün olam dedin
Dilde sözün olam dedin
Elde sazın olam dedin
İşte geldim, hemen geldim.
Kardeş Murat sazım aldı
Anam benle yola daldı
Selama ne gerek kaldı
İşte geldim, hemen geldim.
Diyar Bismil memleketim
Türkmenhacı Köyü ceddim
MAHTURNA’yı isim bildim
İşte geldim, hemen geldim.
---- 24.08.1986 - Adana
Aşık MAHTURNA – Bismil
İsmailoğlu Mustafa Yılmaz – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 9
ARDINDAN KONUŞSA
..... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Ardından konuşsa dostum dediğin
Gönlünden geçeni gören olur mu?
Bir gün hasım olur yaren bildiğin
Suç ile gerdeğe giren olur mu?
Bir maske dostuna sana da bir lam
Görürsün gerçeği sonra vesselam
Dilinin ucunda acıysa kelam
Sonra telafi’ye süren olur mu?
Fazla havalanıp benzersen kuşa
Hayat arabanı sürme yokuşa
Sunma değerini değiş tokuşa
Hızlı bir inişe fren olur mu?
Tükürme bir yüze poyraza karşı
Merak ediyorsan yedi kat arşı
Bedesten denir mi ucuzsa çarşı
Dar günde elini veren olur mu?
Giydirme aslana çakal kürkünü
Dilin döndüğünce söyle türkünü
Hamal taşıyamaz deve yükünü
Şirin bir dekavil tren olur mu?
SEYFİ der bozulmaz gönül ahengi
İki göbek atan olur mu çengi?
Tozpembe değildir dünyanın rengi
Karanlık gönülde tören olur mu?
---- 09.12.2007 - Bursa
Seyrullah VATANSEVER - Bursa
-----------------------------------------
UNUTMA
..... Seyrullah VATANSEVER’e
Sakın ola dosta mahrem söyleme
Dostuyun dostu da duyar unutma.
Suçu allı pullu gelin eyleme
Kişi damatlıktan cayar unutma.
Dostuna bir küllah sana da gözlük
Bakan tüm gerçeğe bulursun bölük
Söylemek istersin söyletmez sülük
Alacağı borca sayar unutma.
Hazenfer Çelebi sanma indini
Yokuşa vurarak yorma kendini
Allem gullem yapıp yıkma bendini
Tekerine takoz koyar unutma.
Hızlı esen yele sakın taş atma
Merak başa bela aleme çatma
Çarşı pazar sanıp ucuza satma
Dargünde zorluğa dayar unutma.
Tilki olmaz asla heybetli bozkurt
Övdüğün olsa da yaşadığın yurt
Ağır yükü pire taşır varsa şart
Usta çimennefer kayar unutma.
İSMAİLOĞLU’da gönül gezeni
Romen, çenği yapar çalğı düzeni
Dünya yaratılmış bezen bezeni
Allah gönlü aka boyar unutma.
---- 15.12.2007 - İstanbul.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 10
GİDERİM
... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Herkes yükünü aldı
Ben eli boş giderim.
Gözüm, gönlüm doludur
Yüregim hoş giderim.
Toplantınız güzeldi
Konuşmalar sözeldi
Bana sayğı özeldi
Sevgiye coş giderim.
Ceyhan’a da beklerim
Söze sohbet eklerim
Sevginizi saklarım
Gönüle koş giderim.
Çağırdın geldim işte
Konuğum da tam başta
Hürmet gördüm bu yaşta
Yediğim aş giderim.
Ozanları topladın
Gönlümüzü okladın
Çirkinlik yok akladın
Selam baş baş giderim.
HASAN TURAN’da veda
İçimde coşku eda
Düşündüğüm hoş seda
Gözümde yaş giderim.
---- 10.10.1994 – Sular / Adana
Hasan TURAN - Ceyhan
---------------------------------
GÖNLÜ BUYURDUM
.... Hasan TURAN’a
Herkes yükünü aldı
Sana gönlü buyurdum,
Gözün gönlün sağ olsun
Yürege hoş duyurdum.
Davetime icabet
Konuşmanız isabet
Saygımız var nesavet
Sana coşku ayırdım.
Ceyhan’a da gelirim
Sohbetini bilirim
Sana hayran olurum
Şölenime çağırdım.
Zahmet ederek geldin
Sevgi saçarak güldün
Baş köşeye kuruldun
Nimet sundum doyurdum.
Çağrıma kulak verdin
Gönle sevgi ekledin
Sağlıcakla kal dedin
Güle güle bağırdım.
İSMAİLOĞLU nide
Üstada veda ede
Dileğim hoşca gide
Yüce kata yalvardım.
---- 10.10.1994 - Adana.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 11
ORALARIN HALİ NASIL ?
.... Ahmet SARGIN’a
Oraların hali nasıl ahvali
Kışı nasıl yazı nasıl gönüldaş?
Geçim nasıl ne yapıyor ahali
İşsiz güçsüz haller nasıl gönüldaş?
Güz gelince ne yapılır orada
Nasıl geçer karlı kışlar orada
Yozgat’lım da ısınır mı orada
Boranı, poyrazı nasıl gönüldaş?
Çamlığın üstüne kartal konar mı?
Soğuk günde sefil öksüz doyar mı?
Hasat var mı anbar, ofis dolarmı?
Yaz mahsulü hasat nasıl gönüldaş?
Şekerpınar suyu akar çağlar mı?
Susuz kalan tozlu toprak bağlar mı?
Sokaklarda yoksul halkım ağlar mı?
Ac mı tok mu geçim nasıl gönüldaş?
Çalışır mı biçer döver iş var mı?
Tarlalar ekili veyahut bor mu?
Halkın ekmeğine katığı kor mı?
Seçilmiş halkına nasıl gönüldaş?
İSMAİLOĞLU der misafir olsam
Sora ora seni Bozok’da bulsam
Şahkartal misali kapına konsam
Selema merhaban nasıl gönüldaş?
---- 20.01.2004 – Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
………………………
BULUŞALIM ÜSTADIM
... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Buraları sorup sual etmişsin
Hangi derdi sana desem üstadım,
Bu acı halimi sanki görmüşsün
Haller acınacak yaşam üstadım.
Güz geldi toprağa kırağı düştü
Uzun gecelerde kış beni deşti
Yozgat’ım yeniden soğuğu seçti
İnan artık üşüyoruz üstadım.
Çamlığın üstünde sis ve duman var
Soğuk kar, buz kesmiş açık kalanlar
Ekin yok, hasat yok, boş kaldı anbar
Bu kış yine perişanız üstadım.
Sular çeşmelerde akmaz, kurudu
Hep çamura çöktük yürümek zordu
Yoksullar sokakta Allah korudu
Halimiz yamandır açız üstadım.
Çiftçi bitmiş haller iyi gitmiyor
Köylüm perişan mal para etmiyor
Garib yine yavan ekmek yiyiyor
İnsanın sahibi çok az üstadım.
AHMET SARGIN sevgili gönül dostun
Kapım sana açık serili postun
Nedendir bilemem bana mı küstün?
Gel de buluşalım Yılmaz üstadım.
---- 30.01.2004 - Yozgat .
Ahmet SARGIN – Yozgat.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 12
OĞLUM MUSTAFA
Oğlum şair, şiir yazmış
Devamlı yaz der beklerim,
Bilgi için çok okumuş
Oku bilgi al beklerim.
Gördüm yavru eserini
Okudum hem şiirini
Bulamadım gerisini
Devamını tez beklerim.
"Bozkurtların Sesi" ünde
Hançeri vurmuş derinde
Feyzi almış Türk gölünde
Gölüne takdir beklerim.
Hemi yazmış kitap yapmış
Türküm demiş tam kükremiş
Şair diye de ünlenmiş
Allah’tan ömür dilerim.
Şiir yazmak güzel olur
İnsan gider eser kalır
Postalarsan beni bulur
Tez günden yolun beklerim
İSMAİL YILMAZ beğendi
Eseri iyi görendi
Evlada sevgi verendi
Hayır olsun der beklerim.
---- 12.11.1964 – İslahiye
İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İstanbul
……………………………………
BABAMA
Senin gibi şiir yazdım
Söze sözler der eklerim,
Heyecanla sözler dizdim
Utanırım ben saklarım.
Seni bana örnek aldım
Derin değil sığa daldım
Musadenle şair oldum
Yazdıklarım ata sözdü.
Türk’üm soyum yüce bildim
Bozkurt yürür ize geldim
“Bozkurtların Sesi” dedim
İçimde kor yanan közdü.
Beni övdün şair dedin
Şiirimle taktir ettin
Şiirimi övdün, sevdin
Bana büyük bir ödüldü.
İsmin aldım mahla yaptım
Allahımı bilip taptım
Türk’lüğüme hisse kaptım
Dedemizde gelen hazdı.
İSMAİLOĞLU’yum derim
Şiir yazar gönderirim
Her sözümü bildiririm
Sözlerini emir bildi.
---- 15.11.1964 – Adana.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 13
İSMAİLOĞLU MUSTAFA YILMAZ
Beni bildin, saygı sundun ozan’ım
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ,
Her gönüle hisli şiir yazanım
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Kalbinde şahlanan imanın nuru
Vurmuşta yüzüne güzel gururu
Canın, anan sana süt veren hürü
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Vatana hayırlı doğurmuş anan
Helal kazanıp da yedirmiş baban
Gaziantep ili yazarı, ozan
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
“Ozan Dergisi”ni yayınladın da
Yurt dışı içinde hep duyuldun da
Şairlere ilham kaynak oldun da
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
Balda, baklavada yok, güzel tadın
Muhabbetin koyu bulunmaz yadın
Tatlı dilli, güzel yüzlü evladım
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Ayvacıklı Ahmet UYSAL sorasın
Yüce gönüllerde sefa süresin
Dünyada sağlıklı, mutlu olasın
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
---- 10.07.2013 – Ayvacık / Çanakkale.
Ayvacıklı Ahmet UYSAL – Ayvacık.
…………………………………..
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 14
ÜSTADIM
.... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Bir üstadım vardı Niğde’ye gitti
Artık bundan böyle gözyaşım durmaz
Koskoca Adana sıktı mı seni?
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Ne idi sıkıntın ne idi keder
Bu bir yazgı mıdır yoksa bir kader
Sana diyen çoktu yörende peder
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Niğde çok soğuktur durulmaz orda
Üşürsün tipide donarsın karda
Yıllarca yaşadın gül gibi burda
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Burada çalışıp oldun emekli
Sofran halka açık sıcak yemekli
Kapında mısır var çifte sömekli
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Kızılay’a gidip kaç kez kan verdin
Yaralı hastaya belki can verdin
OZAN’ı çıkarıp epey ün verdin
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
Bülbülü koymuşlar altın kafese
Vatanda gireydim demiş kümese
Sen kulak vermedin neden bu sese
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
DERTLİ KAZIM der ki tuttum yasını
Selamınla sildim gönül pasını
Ben üstadım seçtim kulun hasını
Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ.
---- 10.05.2000 – Yumurtalık/Adana
Kazım DERTLİ – Adana
------------------------------------------
OZAN ÜSTADIM
……. Kazım DERTLİ’ye
Bor’un pazarına yetişemeyip
Sürdüm eşeğimi Niğde’ye geçtim,
Tepdili mekanda hayırdır deyip
Kazım DERTLİ, Urum eline göçtüm.
Oğlum tahsil için yer yurt değişti
Toros’ları geşti Nigde’yi seçti
Peşi sıra gittik mekan değişti
Kazım DERTLİ Frenk eline göçtüm.
Karşıda görünür Erciyes dağı
Üşüdür soğuğu İtulur dağı
Yaşattı yıllarca Adana bağı
Kazım DERTLİ Nigde eline göçtüm.
Otuz yılı verdim oldum emekli
Çoluk çocuk uçtu hayır dilekli
Okusun oğlum da olsun bilekli
Kazım DERTLİ garip ellere göçtüm.
Etrafa hizmeti sosyal bilirim
“OZAN DERGİSİ”ni burda izlerim
Ozanlara şiir eker söylerim
Kazım DERTLİ yaban ellere göçtüm.
Bülbül kafesteyse burda öterim
Kümesi istemem tutsak biterim
Dostum namert ise tersler iterim
Kazım DERTLİ gurbet ellere göçtüm.
İSMAİLOĞLU der isterim sağlık
Nigde ili derler etrafı dağlık
Küffarın yurtları bahçelik, bağlık
Kazım DERTLİ uzak ellere göçtüm.
---- 15.05.2000 - Nigde .
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 15
İSMAİLOĞLU MUSTAFA YILMAZ’A
Kalbinde şahlanan imanın nuru güzel yüzüne vurmuş
O biricik anan helal süt vermiş, vatana hayırlı doğurmuş
Kıymetli baban helal kazanıp, helal lokmalar yedirmiş
Adana ilinin ozanı, kıymetli şair İsmailoğlu Mustafa Yılmaz.
Nice şehirleri gezdin, Ozanlarla gönül dostluğu kurdun
Araştırdın, yurdumuzda nice şahirleri aradın sordun
Saklı kalan kıymetleri tanıtarak meydana çıkardın
Hiçbir şairi şu bu diye ayırmadın İsmailoğlu Mustafa Yılmaz
Ünlü, ünsüz demedin “OZAN DERGİSİ”nde duyurdun
Şiir seven sevmeyene, şiir sundun, okutarak doyurdun
Kapı açtın şairlere, gönüllere sevgi sundun buyurdun
Şiir şölenleri yaptın, davet ettin İsmailoğlu Mustafa Yılmaz
Şiirler yazdın, “OZAN DERGİSİ”ni yayınladın, duyuldu adın
Balda, kaymakta, baklavada yok, çok leziz, güzel tadın
Muhabbetine doyum yok, tatlı dilli, güzel yüzlü evladım
Dünyada sağlıklı, mutlu olasın İsmailoğlu Mustafa Yılmaz.
Düşmanlar yurdumuzu işgal edince Antep’e Fransız girdi
Çete başı Çavuş Göv Mehmet dedeni düşmanlar şehit etti
Ne mutlu bana Allah’ım seni bana dost olarak gönderdi
Evime misafir oldun, dost şair İsmailoğlu Mustafa Yılmaz.
Yazdığın şiirlerin öyle çok ki, herhalde binleri aştı
Kalpte imanın coştu, dağları, dereleri, ovaları geçti
Geldi de Ayvacık’ta şair olarak, Ahmet UYSAL’ı seçti
Çukurova’nın bülbülü, şair İsmailoğlu Mustafa Yılmaz.
---- 05.09.2004 – Ayvacık / Çanakkale
Ayvacıklı Ahmet UYSAL – Ayvacık
===============================
AYVACIKLI AHMET UYSAL
Kahraman duruşlu olan tek efe
Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım,
Hizmet verip hakkı gönülden tepe
Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım.
Ayvacık Manav’ı Yörük’ü Türkmen
Göksünde bulunur yücedir iman
Dik durdu kimseye vermedi aman
Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım.
Vatanı seversin edersin hizmet
Şahsınıza vardır verilen kıymer
Sevilip sayılıp hakkındır hürmet
Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım.
Şiir yazdın cilt cilt defter doldurdun
Evlada, toruna eser buldurdun
Canlı, cansız sevdin gönlü güldürdün
Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım.
Törende, mecliste sözün dinlenir
Haklı haksız bakar doğru yönlenir
Dokzanlara basan yaşın söylenir
Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım.
İSMAİLOĞLU’yum hakka yanarım
Üsdadı severim saygı sunarım
Ayvacık’a varır konuk olurum
Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım.
---- 10.09.2013 – Tozkoparan / İstanbul.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul..
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 16
GÖNÜL DOSTUM
..........Seçkin GÜNDÜZ’e
Gönül dostum gönül yüzlüm bak bana
Benden sana selamların iyisi,
Gönülden gönüle selam çok sana
Filcandaki falımızın büyüsü.
Kahve içtik kırk yıl hatırı oldu
Gönül dostluğuyla kalbimiz doldu
El salladın selam yerini buldu
Kalpde kıpırdayan insan duyusu.
Şiirlerin canlı gibi konuşur
Yücelerde gül yüzüyle gülüşür
Selam dense merhabayla buluşur
Davranışın büyük insan olgusu.
Sevdaların kurgu değil yaşayan
Kerem gibi Aslı için yanan can
Bazan gülen bazan gönle ağlayan
Gönül dostluğunun yüce duygusu.
Durağanlık bir bakarsın canlanır
Yerde umman arşa kadar kanlanır
Olgunlaşır yeryüzüne sallanır
Toprak ister niğmet yağmur duası.
Şiirimiz ekin oldu döküldü
Güldesteler teker teker söküldü
Kimsesiz kelime boynu büküldü
İsmailoğlu’nun gönül bulgusu
---- 05.03.1998 – Ankara
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
---------------------------------------------
GÖRESİM GELDİ
Görmediğim için
sanma seni bilmiyorum
Tarihini
yörelerini
yere göğe sığdıramayan
sende doğmuş
şiirimize şiirler katmış birinden
duyunca
sevdim seni
göresim geldi
Gaziantep’in İslahiye’si
kıskandırır öbür ilçeleri
çünkü yüreğine dolamış seni
Anılarıyla seslenir
Kozdere köyünden
bizlere gülümseyerek biri
Yılların dergi sahibi
sanat yönetmeni
güldesteleri
besteleri
bestelenmiş güfteleriyle
Bu şiirin koru
alevi
dostluk saçan
sevgi dolu insan
Kimse şaşırmadı
o biri doğal ki
İsmailoğlu Mustafa Yılmaz
özledim seni
göresim geldi.
---- 12.11.2014 - Ankara
Seçkin GÜNDÜZ – Ankara
İsmailoğlu Mustafa Yılmaz – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 17
İSMAİLOĞLU MUSTAFA YILMAZ
Size derim size sayın üstadım
Aramızda saygı solmayacaktır,
Sultan Süleymana kalmayan dünya
Gururlanma size kalmayacaktır.
Kostantin sur çekti yaşamak için
Ona da ebedi kalmadı niçin?
Fazla böbürlenme bu huydan geçin
İstanbul size de kalmayacaktır.
Ulular yatırlar şehridir Konya
Yaşam defterinden silinmiş künya
Fatih’e Yavuz’a kalmayan dünya
Gururlanma size kalmayacaktır.
Altı minareli cami yaptırdı
Dünyanın gözünü ona baktırdı
En son ezraile yaka kaptırdı
İstanbul size de kalmayacaktır.
Atatürk, İnönü göçüp gittiler
Ecel şerbetini içip gittiler
Niceleri yurdu biçip gittiler
Bu dünya size de kalmayacaktır.
Zannetme kendini ben mirasçıyım
Sanki Resul gibi bir hiraçcıyım
Yada Avrupa’ya söz ihraççıyım
İstanbul size de kalmayacaktır.
DERTLİ KAZIM derki üzgünüm üzgün
İlginiz keseli değilim düzgün
Bir seneyi geçti fazlası yüz gün
Bu dünya size de kalmayacaktır.
---- 15.06.2015 – Gölovası / Yumurtalık
Aşık Kazım DERTLİ – Yumurtalık - Adana
…………………………………….
AŞIK KAZIM DERTLİ
Sizi dinliyorum DERTLİ ozanım
Benden saygısızlık olmayacaktır,
Sultan Süleymana kalmayan dünya
Lokman olsam bana kalmayacaktır.
Fatihin topları menzili buldu
Kostantinin suru tuzla buz oldu
Karada gemiler Halice doldu
İstanbul haçlıya kalmayacaktır.
Afyonkarahisar, Kütahya, Konya
Zabtrab altında yaşayan künya
Cengiz’e, Timur’a kalmayan dünya
Gurur yapmam bana kalmayacaktır.
Altı minareli cami yaptırsam
Direkleri altın ile kaplatsam
Ezanı Bilal’ce arşa üfletsem
Çamlıca bana da kalmayacaktır.
Atatürk savaştı hür oldu yurdu
Türk ruhu dirildi Türkiye kurdu
Bazı kanı bozuk ters yönde durdu
küllüye bana da kalmayacaktır.
Dünya benim değil, Beştepe değil
Kutu kutu para hiç benim değil
Akşemşettin söyler, sözüne eğil
İstanbul bana da kalmayacaktır.
İSMAİLOĞLU der üstat büzülme
İlgimi kesmedim sakın üzülme
Bana sitem edip af et süzülme
Dünya sana, bana kalmayacaktır.
---- 30.07.2015 – Tozkoparan / İstanbul.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 18
DERTLİ KÂZIM KİM
.......Kâzım DERTLİ’ye
Dertli Kazım kim olursun?
Seni sorup bilmek gerek,
Çok ağlama kör olursun
Göz yaşını silmek gerek.
Zevkle çalış doğru geçin
İyi güzel günler seçin
Derdi çekmek nasıl, niçin?
Dünya tatlı görmek gerek.
Herkes ahbab herkese de
Yalnız durma bir köşede
Hırsla başla her işe de
Bilmiyorsan sormak gerek.
Zerre zerre su damlasan
Toplanıp da tam çağlasan
Ve nihayet umman olsan
Arşa çıkıp yağmak gerek.
Bizler yolcu dünya handır
Kalıbından çıkan candır
Biten ömür küçük andır
Ölmek için doğmak gerek
İsmailoğlu bak ne der
Hayatını etme heder
Yoksa hizmet boşa gider
Gönül dostu bulmak gerek.
---- 10.03. 1990 - Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
…………………………………….
DERTLİ’DEN İSMAİLOĞLU’NA
....İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Üsdadım mektubun aldım okudum
Yıkılmış binaya istemez direk.
Derdim iple ördüm sık sık dokudum
Üstada derdimi bildirmek gerek.
Bir anam var, hasta doksan yaşında
Bekliyorum hergün heran başında
İniler, sızılar ağlar karşımda
Dermanın bulup da dindirmek gerek.
Çok zaman dolaştım il il gezerek
Gahi gülüp gahi kendim üzerek
Ölmüş bir insana dünya ne gerek
Cenazesin kılıp kaldırmak gerek.
Anlıma yazılmış kara yazılar
Anlamıyor beni burda bazılar
Kalpteki yaralar yanar, sızılar
Dermanın arayıp buldurmak gerek.
Üsdadım ben birgün ordan geçerim
Kapınızı çalar hem de açarım
Muhabbet yapar da çay da içerim
Hoş sohbetle beni güldürmek gerek.
Dertli Kazım çökmüş gönlümde yasla
Bütün ömrüm geçti, kederle yasla
Görüşemez oldum ahbabla dostla
Hatırdan, gönülden sildirmek gerek.
---- 15.04.1990 - Yumurtalık.
Kazım DERTLİ – Yumurtalık.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA – 19
ARDINDAN KONUŞSA
..... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Ardından konuşsa dostum dediğin
Gönlünden geçeni gören olur mu?
Bir gün hasım olur yaren bildiğin
Suç ile gerdeğe giren olur mu?
Bir maske dostuna sana da bir lam
Görürsün gerçeği sonra vesselam
Dilinin ucunda acıysa kelam
Sonra telafi’ye süren olur mu?
Fazla havalanıp benzersen kuşa
Hayat arabanı sürme yokuşa
Sunma değerini değiş tokuşa
Hızlı bir inişe fren olur mu?
Tükürme bir yüze poyraza karşı
Merak ediyorsan yedi kat arşı
Bedesten denir mi ucuzsa çarşı
Dar günde elini veren olur mu?
Giydirme aslana çakal kürkünü
Dilin döndüğünce söyle türkünü
Hamal taşıyamaz deve yükünü
Şirin bir dekavil tren olur mu?
SEYFİ der bozulmaz gönül ahengi
İki göbek atan olur mu çengi?
Tozpembe değildir dünyanın rengi
Karanlık gönülde tören olur mu?
---- 09.12.2007 - Bursa
Seyrullah VATANSEVER - Bursa
-----------------------------------------
UNUTMA
..... Seyrullah VATANSEVER’e
Sakın ola dosta mahrem söyleme
Dostuyun dostu da duyar unutma.
Suçu allı pullu gelin eyleme
Kişi damatlıktan cayar unutma.
Dostuna bir küllah sana da gözlük
Bakan tüm gerçeğe bulursun bölük
Söylemek istersin söyletmez sülük
Alacağı borca sayar unutma.
Hazenfer Çelebi sanma indini
Yokuşa vurarak yorma kendini
Allem gullem yapıp yıkma bendini
Tekerine takoz koyar unutma.
Hızlı esen yele sakın taş atma
Merak başa bela aleme çatma
Çarşı pazar sanıp ucuza satma
Dargünde zorluğa dayar unutma.
Tilki olmaz asla heybetli bozkurt
Övdüğün olsa da yaşadığın yurt
Ağır yükü pire taşır varsa şart
Usta çimennefer kayar unutma.
İSMAİLOĞLU’da gönül gezeni
Romen, çenği yapar çalğı düzeni
Dünya yaratılmış bezen bezeni
Allah gönlü aka boyar unutma.
---- 15.12.2007 - İstanbul.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
OSTDAN DOSTA – 20
GİDERİM
... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Herkes yükünü aldı
Ben eli boş giderim.
Gözüm, gönlüm doludur
Yüregim hoş giderim.
Toplantınız güzeldi
Konuşmalar sözeldi
Bana sayğı özeldi
Sevgiye coş giderim.
Ceyhan’a da beklerim
Söze sohbet eklerim
Sevginizi saklarım
Gönüle koş giderim.
Çağırdın geldim işte
Konuğum da tam başta
Hürmet gördüm bu yaşta
Yediğim aş giderim.
Ozanları topladın
Gönlümüzü okladın
Çirkinlik yok akladın
Selam baş baş giderim.
HASAN TURAN’da veda
İçimde coşku eda
Düşündüğüm hoş seda
Gözümde yaş giderim.
---- 10.10.1994 - Sular/Adana
Hasan TURAN - Ceyhan
---------------------------------
GÖNLÜ BUYURDUM
.... Hasan TURAN’a
Herkes yükünü aldı
Sana gönlü buyurdum,
Gözün gönlün sağ olsun
Yürege hoş duyurdum.
Davetime icabet
Konuşmanız isabet
Saygımız var nesavet
Sana coşku ayırdım.
Ceyhan’a da gelirim
Sohbetini bilirim
Sana hayran olurum
Şölenime çağırdım.
Zahmet ederek geldin
Sevgi saçarak güldün
Baş köşeye kuruldun
Nimet sundum doyurdum.
Çağrıma kulak verdin
Gönle sevgi ekledin
Sağlıcakla kal dedin
Güle güle bağırdım.
İSMAİLOĞLU nide
Üstada veda ede
Dileğim hoşca gide
Yüce kata yalvardım.
---- 10.10.1994 - Adana.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DOSTDAN DOSTA - 21
-------Abi’miz İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a
Afet İnce Kırat’a biraz önce verilmiş bir söz üzerine
Mustafa Abi’me 11’li güzelleme
Bir ömre bedeldir bir ömre bedel
Mustafa abimi günde gördük biz
Bu gece çok özel hem de ne özel
Mustafa abimi günde gördük biz.
Birkaç dakikada yüzlerce şiir
Okuyor ve yorum yapıyor bir bir
Bu nasıl mutluluk Tanrı şahittir
Mustafa abimi günde gördük biz.
Hem okuyor hem de yazıyor Abim
H-eceyi ip gibi diziyor Abim
Günde dört bin sayfa geziyor Abim
Mustafa abimi günde gördük biz.
Adı Mustafa’dır bir şirin amca
Emeği var bir de şiire onca
Şiir fabrikası hep tüten baca
Mustafa abimi günde gördük biz.
Binmiş omuzuna dünya kadar yük
Gerilmiş yay gibi bir deli yörük
Verdiği meyvede bulunmaz çürük
Mustafa abimi günde gördük biz.
Dakikada üç yüz yorum yapıyor
Sayfadan sayfaya dağlar tepiyor
İnsan ayırmadan kalpten öpüyor
Mustafa abimi günde gördük biz.
Yakışır abime elbet yakışır
Heceden serbesti atiye taşır
Gün şiiri olmuş gün gibi ışır
Mustafa abimi günde gördük biz.
Toroslardan gelmiş bıyığı kaytan
Tufan olsa ülke kaptandır kaptan
Ben diyeyim aslan sen de ki kaplan
Mustafa abimi günde gördük biz.
Ne yazsak az kalır ne desek güdük
Her sayfada açmış koca bir gedik
Ekmek çarpsın günde Abiyi gördük
Mustafa abimi günde gördük biz.
----- 29.07.2019 –
……………………………… Arel.
...............................................................
BU ÖVGÜLER BANA
------- Gönül dostu; Arel’e
Bu övgüler bana biraz fazladır
Yaş yetmişbeş ben haddimi bilirim,
Benim hakkım şiirledir sazladır
Gülüstanda güldesteyle gelirim.
Bu saygılar belki yaşlı başıma
Davetim yok buyurmadım aşıma
İltifatla kimse bakmaz naşıma
Fazla övme hep karanlık ilerim.
Sevenim var sevmeyenim her zaman
Sevmeyenler, kıskananlar pek yaman
Tüm insan da bulunur da din iman
Bütün dost da kötülüğü silerim.
Güzelleme şiirlerin bir kolu
Taktir etmek güzelliğin tek yolu
Yürek içi ekinlerle dobdolu
Hem okuyup hem yazanla gülerim.
Ondört yaşta ahu gözle tanıştım
Sevgi, saygı insanlıkla barıştım
Şiir yazdım okuyarak alıştım
Şiirlerle beni yorma ölürüm.
İSMAİLOĞLU istemez kırğınlık
Şairlerde bulunmasın darğınlık
İsterim de bulunmalı saygınlık
İnsanlığa iyilikler dilerim…
---- 30.07.2019 – Beylikdüzü / İstanbul.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
..........................................................
5.0
100% (6)