10
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1460
Okunma
Ben ahmet
Mersin ile malatya
Mor ile beyaz
Hayat ile ölüm arası altı saatlik uzaklık
Düşer boynumun en ince yerine
Korkunç ve derin yağar gecenin sırları
Fırtınalı karlı
Koşturur direksiyonlarda perşembenin ilk ölümünü
Koşturur sekizde sekiz kusurlu..
Ben ahmet
Ben ki öldüğümü savruk düşler
Ve devrik bir koltuk taşır
Bir yanım karanlık şubat, bembeyaz kar
Öbür yanım haymatlos rüzgar
Üşütürler bedenimi
Saçlarımın kanayarak öldüğü o yerde
Bir kızın gamzeleri ani ölümler emzirir
Ecel çırılçıplak pusuda..
Ben ahmet
Devletin kara yollarında sarışın bir çocuk
Akdeniz iklimine ısınmamışken içim
Süslü hayaller bırakırım ardımda
Ölüm de karışsın diye o çok sevdiğiniz hayata
Kırık camlarla onarıyorum ömrünüzü
Kanayan yerlerimden
Yani ciğerimle boynumun oralardan
Bütün yolcuların korkarak geçtiği yollardan geçtim
Hava raporlarının imlediği felaketler çizelgesine inat
Çünkü bekletilmezdi ecel
Sırlı baharlarda kirlenmesin diye yüreğim...
Kar dökülüyor zamana
Bir çocuğun düşündeki kısacık ana
Bir testi su musallaya
Acılı ve morarmış yüzüm gassalın ellerine gülümserken
" bir ömrü abimsiz ne yaparım dayı" diye feryad ederken kardeşim
Gece gecikilmiş molalarda hızlı otobüsler hareket edince
Karanlığın en kırık dökük yerine mistik acılar düğümlemişti zaten azrail
Üzülmeyin!
Hayatınızı dinlendirsin ölümüm..
Ben ahmet
Cesedimin sessizliği karlı şoselere
Devrik yollara dingin tarihe
Ve annemin gözlerine dört nala acılar sürükler
Cam kenarı bir koltuk ayrılmıştır ecelime
Parmak uçlarım sızlarken
Yeroğlu sitesinde bir kadın kabuslarla uyanır
Sonra bir testi su döker yaralarıma dayım
Sırtımda bunca yük bunca otobüs leşi
Yığılır kalırım musallaya
Ölü bir çocuk doğursun diye annem
Kurralar kuran okurlar bensiz zamana
Ölürüm!
Sahi tarihte kaçıncı geceydi öldüğümde...
5.0
100% (11)