Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Ce
Cenap Erat

ÖLÜM VE KİMSESİZLİK

Yorum

ÖLÜM VE KİMSESİZLİK

( 2 kişi )

2

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

1810

Okunma

ÖLÜM VE KİMSESİZLİK

Dün gece tanıdığım bir adam öldü kollarımda
Maziden iyi ve doğru bir söz getirememiş bir adam
Yarınları parçalanmış gören.
Ne yaptıysam götürememiştim doktora
Bari
çocuklarını ara kardeşini ara dediğimde
Yo
madem
densizlerle onursuzlaştı yaşam ölmem gerek
demişti
onurlu adam

Dün gece o adam öldü kollarımda
Ne olmuşsa olmuş kimsesi yoktu yanında.
Ölüme sözüm olmaz iyi ki de ölüm var
Kimsesizlik ne zaman doğdu diye düşündüm
Nelerden uzaklaştık niçin?
Biliyordum aslında
Bir yanlış binlercesini doğuruyor zamanla
Zorla da olsa doğrulara mecbur kılınmalıydı vahşetleşebilen insan

Örneğin herkes konuşmamalı anlatmak adına
Eksiğe yanlışa ve banane anlayışına
sapla samanı birbirinden ayırmayalım desek ne derler
Neyse
Yalakalara alkışlayanlara müebbet.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Ölüm ve kimsesizlik Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Ölüm ve kimsesizlik şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖLÜM VE KİMSESİZLİK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Ce
Cenap Erat, @cenaperat
26.2.2015 15:47:25
Ne muamma var Şükran hanım ve ne de tartışılacak bir konu
Rahmani ve şeytani yanlış ve doğru kabul etmek veya ret etmek var hepsi bu..nasıl mı..anlatayım

Ben yaşamım boyunca hiç bir düşünürü ölçü almadan araştırmalarımı sürdürmüş ve bilginin tartışılmaz netine varmış biriyim.
Önce insanın kim olduğunu ve hayatın ne olduğunu kavradım ve insanla hayat arasındaki doğru bağı kurdum...

Dünyamızda iki yaşam kültürü vardır biri kutsallara göre yaşamak hangi halkın kutsalı neyse o diğeri her şey mubah anlayışı yani dünya emperyalistlerinin kendi çıkarlarına uygun olacağını düşünerek yaydığı ve hala yaygın bir biçimde yaymaya uğraştığı kültürdür.

Bu iki kültürün mensupları kalabalıklar ölçü alındığında çok azınlıkta kalır.
Yani bu kalabalıklar iki kültür arasında şaşırmış yüzeysel bilgi karmaşası içinde arabesk bir yaşam sürmektedir

Bir tahtaravalli düşünelim bir başında kutsallara göre yaşayanlar diğer başında her şey mubah anlayışı ve orta yerde kümelenmiş bu kalabalıklar var.Konu ettiğim bu iki yaşam kültürünün hangisi ağır basarsa o tarafa yönelen kalabalıklar.

Sonuç
Eskiden Allahındı deli şimdi seri üretime geçildi demiştim.
Yani elimizde belge var kanıt var bugünkü yaşam kültürü başta insan ve genel anlamda dünyayı geçmiş yaşam kültürüne oranla bin kat daha olumsuzluğun içine sokmuştur.

Umarım çelişkinizi giderebilmişimdir.
Selam ve saygı
Etkili Yorum
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
26.2.2015 12:29:57
5 puan verdi


Allah rahmet eylesin onurlu adama.Mekanı cennet olsun.Nedendir, niçindir, nasıldır bilinmez; kimin neden kimsesizliğe düşdüğü ...Kimdedir hata isyan mı etmiştir yanlışlara, ya da doğru bildiklerinin itirazına, yoksa kendisi mi yanlıştı, tercih miydi, kader miydi kederi , sonucu ...Kader...tercihlerimizle yazılan değil mi aslında geniş düşünüldüğünde..Tercihler akılla, idrakle, duyguyla, hisle veriliyorsa kaderin kalemi ...ahh bilemiyorum istediklerimizden istediklerini yazıyor, istemediklerini yazmıyor demek ki...İsteklerimiz, umutlarımız, beklentilerimiz ...biz hangi akılla peki onları istiyoruz ya da istemiyoruz ? Her akıl her idrak, her düşünce öyle derin konular ki...onlar da eğitime, bilgiye , kültüre, örf ve adetlere, ananelere, yetişme şartlarına, aile görgüsüne, değer yargılarına göre o kadar o kadarrrr çok ki....sebepleri...Dünya, insanlar, dağılım...ne neden ? niçin nasıl ? niye ? Niye bir afrikalıyla ya da bir japonla ya da bir amerikalıyla, iranlıyla, benim beklentilerim, doğrularım farklı oluyor..Neden ben kendim için farklı şeylerin iyi olduğunu düşünürken, başkaları kendileri için aynı şeyi kötü olarak görebiliyorlar...Tartışılır çok tartışılır konular...Ve sanırım o büyük gün gelinceye kadar da hep tartışılır olarak kalacaklar.

Şiirimize döner isek, şiire konu müteveffanın ardından yine derinden, hayata doğrulara, olması gerekene dair nitelik bir sorgulama ve analiz dize aralarına sığdırılmış Sayın Cenap Bey Hocam tarafından.


" Kimsesizlik ne zaman doğdu diye düşündüm
Nelerden uzaklaştık niçin ? " Kimsesizlik ; insanlar bencilliği hak nimet bildiklerinden beri dünyada yaşamını sürdürüyor hocam. Nerede hep ben ben ben denilmeye başlandı orada diğerleri hep yalnızlışlaştırılmaya çalışıldı işte.Ben iyi olacağım, ben zengin olacağım diye..yani insanların bitmiş insanlığı... insansızlığı getirdi kimsesizliği...



Bir yanlış binlercesini doğuruyor zamanla
Zorla da olsa doğrulara mecbur kılınmalıydı vahşetleşebilen insan



Yanlış yanlışı sürükleyip getiriyor işte hocam .Gelmek istemese bile bir şekilde gölgesi olup çıkıyor .En acı olan yanı ise insanoğlunun içinde bulunduğu bu yanlışlığı ve gerisinde gelenleri iş işten geçtikten sonra öğreniyor olması ...hatta ve hatta öğrenemeden bile ebediyete göç ediyor olması..Ne acı...Ne kadar acı...varlığının farkına varamamak, doğru olanı yaşamak için idrakini, aklını, muhakemeni kullanamamak...bunda acziyet göstermek...


" Örneğin herkes konuşmamalı anlatmak adına
Eksiğe yanlışa ve banane anlayışına
sapla samanı birbirinden ayırmayalım desek ne derler
Neyse
Yalakalara alkışlayanlara müebbet. "



Konuşmak, dilin kemiği yok demiş atalarımız..Malesef iyi, doğru, yanlış, bilerek, bilmeyerek, kötü niyetle, ya da tam tersi...

bir şekilde konuşuluyor...konuşuluyor.Herkes konuşuyor ...herkes...ağzı olan herkess bir şekilde konuşuyor hocam.Bunu engellemenin imkanı yok.Kaldı ki konuşmak zaten insanlara verilen en yüce özellik.Ama nedir ? sizinde altını çizdiğiniz gibi, sözün söz olması lazım...asıl kötülüklere meydan veren bu doğru olmayan, yalan yanlış yönlendirmeli sözler...Sözlerin hareketlerle onaylanmadığı bir çağı yaşıyoruz malesef...Dil başka... göz başka, el başka , yürek başka, akıl başka başka konuşuyor...Yani...Dürüstlük...Kalpte, akılda, dilde ..bunlardan biri fire verdi mi dedğiniz gibi diğer yerler çark ediyor doğruluğundan...


Her zaman ki gibi düşündüren, yaşamı bam telinden sorgulatan nitelikli bir eser okudum.


Var olun hocam.Selam ve hürmetlerimle.



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL