4
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1280
Okunma

sekiz yönden birden esti
senden gelen rüzgarlar
bazen yıldızdan yıldızlar şaçtı
kapkara gecelerime ışıl ışıl
düşlerimde seni gördüm hep
ellerin ellerimde
sevgi doygunluğun da
gözlerimiz pırıl pırıl
gün oldu çok zamanlar da
poyraz delice savurdu bizi
üşüdü tenimiz
yaş doldu gözlerimiz
ayrılık gecelerimizde
buz kesti ruhumuz
o hasret günlerinde
sevgimizdi hep gururumuz
gün doğusundan güneşle geldi
saçlarının kokusu
bahar tarlalarının yeşilleri ile
salkım saçak yağmurlar yağdırdı
susayan yüreğime
ruhumun hasret kirlerini yıkadı
titredi tenim ama üşümedim
ışıyan güneşle eşti gözlerin
ah o kara yel hayatın gerçeği
acının en koyusunu doldurdu ciğerimize
canımızdan can koptu
taş bastık sancılı yüreğimize
sabır hanlarında konakladık
uykusuz gecelerde
dumansız yangınların içinde
çaresiz sabahladık
çılgın lodos yetişti aydınlığa
keder karlarını savurdu dört bir yana
kırdı acının donmuş katı
demlenmiş sertliğini buzların
taşıdı bize yıldızlarını akşamların
ay doğdu gecelerimize
sabır dönmüştü artık şükre
paha biçilemezdi sevincimize
yağmurların bereketi ellerimiz de
ekinler salınıyor bak
keşişlemeden gelen yelle
durdu bak çağlayan göz yaşlarımız
bağ bozumları na ulaştık
elimiz kolumuz doldu
küçük çığlıklar doldu bahçemize
hep onlar için uğraştık
artık kıbleden gelen esinti hakkımız
ılık günler de yavaş yavaş
zamana sarmaş dolaş
bazen sevgili bazen arkadaş
huzur kahvelerinde
dost sohbetlerinde
yaşlı ellerimiz ellerimizde
yüreğimiz birbirine yoldaş
güzel ve sarı bir son bahar gününde
imbat yada meltem
gün batısından essin rüzgarlar
tut hiç bırakma ellerimi
sensizliğe mahkum etme beni
ruhum isyanda kalır gücüm yetmez
seninle olduktan sonra nereden eserse essin
şu ecel rüzgarı artık fark etmez