2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1845
Okunma

Soframda, tadından vazgeçemediğim aşımdın
Sevgiyle pişirdiğim,
Gecelerimi yaşanabilir kılan düşümdün
Aklıma düşürdüğüm,
Göz pınarıma dolan bir damla mutluluk gözyaşımdın
Yürekten taşırdığım,
Sevgimdin, yaşam gücümdün, dünyamdın benim...
Sert ve haşin dalgalar gibi vurdukça kayalara,
O kayalarda asalak yaşayan küçük canlılar
Gücüne hayran oldular, seni bir ilâhe sandılar,
Şehir meydanına kadar seni omuzlarında taşıdılar
Kâğıttan bir heykel gibi diktiler seni meydanın ortasına..
Ve sen, şehrin meydanında kâğıttan bir heykel olmayı
Bahçemde sevgiyle sulanan bir gül fidanı olmaya tercih ettin
Ve gittin...
Hoşlandın ve inandın kayaları döven güçlü bir dalga olduğuna,
Oysa, rüzgâr ne yöne eserse, o yöne savrulan bir su parçası
Ve rüzgârın elindeki bir oyuncaktın;
Bir gün gerçeği mutlaka anlayacaktın....
Ve bir gün, daha büyük ve daha güçlü canlılar
O heykelin kâğıttan yapılmış olduğunu anladılar,
En acımasız, en vahşi arzularla üstüne saldırdılar.
Sen ki, bir isyancı güruhun yıktığı heykel gibi
Sürüklenirken loş sokaklarda
Yağmacıların hoyrat ve sevgiden yoksun ellerinde,
Şehrin tüm ışıkları yanıyordu, halâ gözbebeklerinde...
Gökten, kudurmuş arzuların ve kör ihtirasların yağdığı gece
Şehvet, nefret ve zulüm damlaları parlarken sokak taşlarında
Zamanı geçmiş bir pişmanlık vardı, çaresiz gözyaşlarında...
Oysa,ben, bunca zamandan kalma bir gülüşünün onuruna
Hâlâ, ne sofralar donatırım bilsen her gece,
Ve kadeh kadırırım yokluğuna, herkesten gizlice....
Çünki, yüreğim tutuklu kalmış yüreğinde
Ve gözlerim demir atmış seni son gördüğüm yerde...
Umutsuz bir mum ışığında titrer durur gölgen
Yıldızsız, mehtapsız ve sensiz gecelerde...
Avans verdim gözlerine bir sevdâ boyu,
Yine de sen kaybettin yarışı...
Ünal Beşkese
5.0
100% (4)