bilmiyorum
bir bilinmezlik ki
sihir örneği şaşkınlığıma yol açarken
aynalarda
dön/dolaş, bu ben değil; bir ben daha
hayır değil...kendimi unutturan bir beyza şimdi dünya
dünya; baktığım her cisminde kendimden de ziyade
-O'nu- gösteren bir bana
__gayrısı yok diyeyim; ve uymaksızın şeytan'a
bir onu sevmelerim...yok mu heyhat ?
ve hayat, aşkı sunduğun için çok teşekkür ederim...

iyiyim ya şimdi böyle
şimdi gök daha mavi
yeryüzü bir şefkatli
kıraç topraklarda bile
açıyor taze çiçek

şimdi gökkuşağı altından geçip de
hani ilk aşk anılarımızdan kalan söylencedeki
o panjurlu/pembe eve
yürümek mesafesi bir nefes kadar yakın
gibime gelmekte

ki sevgili-m
saçları geceyle özdeş
rüzgarın değmesinden dahi kıskandığımdır

devamında sigarayı tersten yakmak gibi birşey
dil tutulması cabası, yüreğin titremesi
olmadık bir zamanda görmeyince yar yüzünü
hüzünlenmektir ki aşk

ahh
şair eyler mi dersin yalansız seven aşığı

Mecnun'dan tut; Kerem'e, Ferhat'tan tut; Kamber'e
Leyla mı şöyle dursun, Aslı bir sussun hele,
Şirin'e bir sözüm yok...Arzu'yu da -es- geçtim

en çok seven bir benim; sevilen ise bir O'dur

işte, aşk denen illet budur

diğer bir adı: Cennet

.....


bir bilmece - bildirmece
dil üstünde gezdirmece (adını O'nun)

kim tasvir edebilir
ve siyah beyaz yıllarda, kalmışken şarkılarda
* aşk belki bir yalan / Adem'le Havva'dan kalan

(hayatım(ız)a dolan


[mamy ex]