8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
821
Okunma

denizi görmeden önce
genzimi yakan nemin
tenime yapıştığı geceler
ağlayan bir çocuk olur
uzanıverir dizlerime ahın
kainat ayağa kalkarda
saçlarında rüzgar uyur
avuçlarımın ortasında
kaybolurken ellerin
daha gitmeyi bilmeden
iki yüzlü ayrılığın
kıyametini kopartır aşk
suskunluk denen o cüce
ikimizi de ayrı vurur
bıraktığın boşluğun içinde
anne peşinde gitmekten caymış
yavru bir ceylan ağlıyor
kelimeler kermesi burası
bedavacılar yurdu yaz yaz sil
sahi şiir dediğinde nedir ki
yüksek bir dağ düşen ölür
varlığım dengesine aşık
bu haldendir gelen gidene aşina
yükselen ruha yüklenen ten
taşıyamıyor artık bahtı
anlaşılamıyorum neyleyim
fidesi büyümez umutsuzun
at kendini kollarıma buzlu dağ