2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
928
Okunma
Özlemek kar tanesi gibi,
Eriyip gittiğine şahit olmak.
Sonu meçhul hayaller ile yaşamak,
Boş bakmak hayata,
Loş kalmak güneşin karşısında.
Bütün umutlarını tespih taşı gibi dizmek,
Çekip zikri,
Derdi ve kederi yine başa dönmek,
Yeniden başlamak her defasında,
Yeniden bir yalan uydurmak,
Ve uydurduğun yalana kendini de inandırmak.
Var bir de şair gibi özlemek,
Acılardan beslenmek,
Hasrete uzak olmak isteyip,
Yakın olmak için çaba sarf etmek.
Bir bakıma Fuzûlî’nin yazdığı,
Mecnunun duası gibi,
Mecnun Ya Rab dedi,
Bitmesin yüreğimde Leyla sevgisi.
Bizim özlemimiz Borçalı gibi,
Tarihin yazıldığı,
Şimdilerde unutulduğu yer gibi,
Vasıfsız bir bedende yar gibi,
Taşlaşmış,
Kalıpların içinde kalmış kalp gibi.
Özledim,
Benden feragat etmiş ben gibi.
’’Mecnun’un duası’’
(Leyla ve Mecnûn eserinde yer alan, Mecnûn’un Kâbe’de ettiği dua)
Ya Rab aşk belasına kıl aşina beni,
Bir an bile ayırma aşk belasından beni
Az eyleme yardımını dertlilerden,
Yani ki çok belâlara kıl müptelâ beni
Oldukça ben götürme belâdan irademi
Çünkü ben belayı isterim bela da beni
Gittikçe arttır sevgilimin güzelliğini,
Geldikçe derdine beter et müptelâ beni
Onun ayrılığında öyle zayıflat ki beni
Sabah yeli ulaştırsın ona beni
Bana gurur verme Fuzuli gibi
Ya Rab bana bırakma asla beni
Vagif Seyyah Hüseynov
5.0
100% (10)