0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
962
Okunma
En son ağlama diye tembih etmiştin bana
Haydi gül artık vuslat yakın demiştin
Sevincimle boğdum gözyaşlarımı o gün
Eteklerim zil çalarak yürüyordum
Karşıma çıkan her şeyin anlamı daha da büyüktü
Bütün olmazların üzeri bir bir çizilmişti
Kader tutmuştu ellerimizden tekrar aynı yola çıkarmıştı bizi
Sen kara bir koç adamıştın ben dualar dilemiştim
Telli babayıda unutmadık hani
Maviler filiz vermeye başlamıştı düşlerimizde
Tabiat saygıyla selamlıyordu gülüşlerimizi
Nasıl güzel bir geceydi
Önce köftecideydik İmrahor’da
Yemek bahaneydi o cam masaların altına
Satırlarımızı iliştirdik hatıra
Ardından Kız Kulesini arkamıza alıp fotoğraflar çektirdik
Hidiv kasrı bekliyordu bizi yol aldık
Vakit akşam hava ayaza çalıyordu
Tüm şehir ayaklarımızın altındaydı
Kuşlar başucumuzda hiç durmadan ötüşüyorlardı
Bambaşka bir zaman bağışlanmıştı sanki
Bir gariplik vardı bu işin içinde
Gerçek kıskanmıştı hayalleri...
elifçede
5.0
100% (3)