4
Yorum
6
Beğeni
4,9
Puan
1391
Okunma


uzanmışım sırtüstü
gök kubbe delik deşik
yıldızlar ipil ipil
haritalarla bezenmiş ay
elimi uzatmamla ısırdım işaret parmağımı
oysa o salınıyordu ölümlü tortularla
bir daha
bir daha
ısırdım parmağımı koyu karanlıkta
kimseler görmesin
bulutlar incinmesin salınımınla
kutsal sayarlardı eskiden
uzatırsan parmağını aya
ısıracaksın ki annenizin göğüsleri
yara olup sızlanmasın
sessiz sedasız ırmak akıp gider
evlerin tümü derin uykuda
yüreğim sessiz
yüreğimde korku burgaç burgaç
ama annem yok artık
ay bulutlar arasında salınmakta
haritalarda ülkem
ay gibi parlak
bakın bakın orada
akıp gitmekte geçmişe doğru
ileriye
ama nereye
karanlık dumanlar kaplıyor
etrafını yöresini zaman zaman
böyle yakınıyorum
çünkü tek sevdamsın
soma ocaklarında
insanlar betonlanırken
insanın insan üstüne yığıldığı
kömür karası bir dilim ekmek dumanı
bencil utancınla insanlık kan ağlamakta
farkındasın değil mi
evsizlerin barınakları mı
kıtlığın
yoksulluğun
ve işsizliğin
cenderesini daraltacak
göz kırparak salınıp gidiyor
orta çağ karanlığına
benim yurdum
riya
senin olmayan bir sevgi
yalandan sevgimi alırsın
keyif çatmak için
tatlı hırsız şaklaban
unutma ki sevenler bunun farkında
ya yoksa
yeni ölümlerin diyarına mı
ya da geçmişte gelen
kin ve nefretin üstünü mü külleyecek
oysa ölümler kol gezmekte
salınarak yol al yurdum haritası
salınarak yol al
bilmem hangi çölde
hangi kadere doğru
sessizliğe dalmış sevgi dolu yürek
Taki Akkuş
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)