3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1506
Okunma

adı nokta noktam;
edası tadı Eylül’dü
Hazandı
Hüzün kokardı
Kandil ucunda umut
Işığı karaydı
cılızdı acizdi.
yel değse sönecekti.
o gitti.
sözüm ona bir gün dönecekti...
Yaz sonrası, hicran ertesi
dilden yüreğe düşen ahtı.
susuz yaz gibi kurak
yolum üzereymiş gibi uğrak
görmediğim her gün biraz daha bedbahtı
Mevsimsiz saçıma düşen ak
Gözyaşımın ahına eyvah olan segahtı...
belki o, onu gördüğüm son sabahtı.
gitti...
Kasım kadar soğuktu
elveda demeden gidişi
O eller ki şimdi
uzak bir yerde
alabildiğine hasretler içinde
tarifsiz beklentilerde.
belki bir yabancı ele dokunuyor çaresizlikten
belki üşümesin diye koynunda saklı...
sahibi var deyip herkese yasaklı.
Yüreğimin ateşini yakıp giderken
nisan yağmuru gibi başlayıp biterken...
oysa vakit henüz çok erken
neden...!
Kimbilir şimdi nerde?
ne halde, hala dertlerle boğuşuyor mu?
Hangi aşkın tenine dokunmakta gözleri.
Unuttu mu beni
Kapattı mı bu aşkın defterini
unuttu mu candan çok sevenini.
Yoksa yüreğinde miyim hâlâ
yüreğimdeki kadar?
Sözleri kulağımda dinlemeye doyamadığım masaldı
Gitti...!
gözleri gözlerimde izlemeye doyamadığım filimdi
bitti...!
Ben hâlâ yokluğuna düştüğüm yerde,
Hayaliyle yorulan yürek...
zamanı harcıyorum
ahlar eyvahlar içinde bekleyerek...
içimde bir his;
o bir daha gelmeyecek!
gecesi soğuk şehrimin
Ona kırgın tüm sokakları.
Kaldırımlar sessiz,
kaldırmlar kimsesiz
Aşk yıkıntısı
Düş kırıntısı...
can sıkıntısı...
Sefil viraneler...
aşkımın şafağında asılan uykusuz kirpikler
Gecenin yüzünden düşen bin parça.
her gece umarsızca çağlayan bu gözler
benim için ağlamadı O’na ağladığı kadar
ona kor oldum cana kör
dağ oldu içimde çaresizlikler...
uzadı geceler...
günler an kadar!
Zaman durdu
hayat simsiyah
bir ahtan ibaret!
Yokluğun yıkıldı her anıma
Takvimler sakladı anılarını
geleceği güne kadar
sabret!
aşk;
İçimde yedi uyuyanlara döndü
ellemeyin uyanmasınlar
yakın gelecekte vuslat yok!
alabildiğine hayatımıza hakim olmuş
dev gibi bir hasret!
Yüreğim dağıldı ardından
toz duman oldu yürüdüğü yolda.
Ten ayazda
yürek enkazda
can paramparça.
Ellerimde sahipsiz kaldı şiirler
boynu bükük, hasret inşa ederler.
karamsarlık ifşa ederler...
bir güzel söz çıkmadı kağıda
ağlayan kalemimden.
Ağladı bir daha gelmeyecek gidene...
hiç bir son ’’en son’’ değildir aslında...
son bulduğu yerden
başlar yeniden.
içimden bir ses dur diyor
son sözünü söyleme;
bir daha dene!
Adı Eylüldü...
Edası sen.
her gece sensizliğe yatıp
her sabah senli düşlerle uyandım ben..
zamanın çarkında
şekilden şekile geçerken
hep seni yazdım hep seni
hasretini meze yapıp
geceyi üstüme çekerken!
doldurup içime yokluğunu
aşkın önünde diz çökerken
gidişine içerleyip
efkardan iki kadeh içerken
hep seni yazdım hep seni.
yüreğimden yüreğine
bir gül düştü.
üşümesin diye.
mevsim kıştı
soğuktu, yağmur çiseliyordu.
yüreğin çok üşümüştü!
bilirim yalnız kalınca
en çok yürek üşürdü.
eskiden de böyleydim ben
yere göğe koyamazdım seni.
üstüne titrerdim;
üşüyorum sanırdın.
yine titriyorum
bu sefer sensizlikten....
duyguseliozan
5.0
100% (2)