dert
Çok müşkül bir dert bu dertlendiğim
Önceleri korkup kapıdan içeri seyrettiğim Bir deli tanımıştım beni içeri itti Ve olayım böylece başladı gitti Artık bitti rahatlık bitti keyif eğlence Dertler yaş oldu aktı vakti zamanı gelince İyilikler diz çöküp el pençe ettiğinde Kim bilir kimlerin başları eğecek göğe Sanki bir dağ oturdu böğrüme Önce kolay geldi işler bakmayın öyle dediğime Hanları sarayları değişmem şu halime Çulsuzum yamalı donum kim ne karışır yediğime Alın gerekse elimden yemeğimi Kadife perdelerle boğun bırakmayın izleri Belki kapanır gözlerim dizlerim çöker yere Ama ruhum bedenden önce kavuşmuştur sevdiğine |