46
Yorum
57
Beğeni
5,0
Puan
3993
Okunma

elbette gönül her bir güzelden demlenir...
Yüce Allahın İsimleri ve manaları:
Ya Allah’ım, (her isminvasfını ihtiva eden öz adı)
Ya Er-Rahman’ım, (dünyada tüm mahlûkata merhamet ve şefkat gösteren ihsan eden),
Ya El-Kuddüs (her noksandan uzak ve her tür takdise layık olan),
Ya Es-Selam (her türlü tehlikeden selamete çıkaran cennette ki bahtiyar kullarına selam eden),
Ya El-Mü’min (güven veren emin kılan koruyup iman nurunu veren),
Ya el-müheymin (her şeyi görüp gözeten her varlığın yaptıklarından haberdar olan),
Ya El-Aziz (İzzet sahibi her şeye galip olan karşı gelinemeyen),
Ya El-Cebbar (azamet ve kudret sahibi dilediğini yapan ve yaptıran hükmüne karşı gelinemeyen),
Ya El-Mütekebbir (büyüklükte eşi ve benzeri olmayan),
Ya El-Hâlik (yaratan yoktan var eden varlıkların geçireceği halleri takdir eden),
Ya El-Bari (her şeyi kusursuz ve mütenasip yaratan),
Ya El-Müsavvir (varlıklara şekil veren ve onları birbirinden farklı özellikle yaratan),
Ya El-Kahhar (her istediğini yapacak güçte olan galip ve hakim),
Ya Er-Razzâk (her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan),
Ya El-Fettâh (her türlü sıkıntıları gideren),
Ya El-Kâbıd (dilediğinin rızkını daraltan ruhları alan),
Ya El-Bâsıt (dilediğinin rızkını genişleten ruhları veren),
Ya El-Hâfıd (kafir ve tacirleri alçaltan),
Ya Er-Râfi (şeref verip yükselten),
Ya El-Mu’ız (dilediğini aziz eden),
Ya El- Müzil (dilediğini zillete düşüren hor ve hakir gören),
Ya El-Hâkem (mutlak hakim hakkı batıldan ayıran Hikmet sahibi),
Ya El-Azim (büyüklükte benzeri yok pek yüce),
Ya Eş-Şekür (az emele çok sevap veren),
Ya El-Aliyy (yüceler yücesi çok yüce),
Ya El-Kebir (büyüklükte benzeri yok çok yüce),
Ya El-Hafîz (her şeyi koruyucu olan),
Ya El- Mukît (rızıkları yaratan),
Ya El-Hasîp (kulların hesabını en iyi gören),
Ya Er-Rakîb (her varlığı her işi her an gözeten tüm işleri murakabesi altında tutan),
Ya El-Mucîb (duaları istekleri kabul eden),
Ya El-Vâsi (rahmet ve kudret sahibi ilmi ile her şeyi ihata eden),
Ya El-Hakîm (her işi hikmetli her şeyi hikmetle yaratan),
Ya El-Mecîd (nimeti ihsanı sonsuz şerefi çok üstün her türlü övgüye layık bulunan),
Ya El-Bâis (mahşerde ölüleri dirilten Peygamber gönderen),
Ya Eş-Şehîd (zamansız mekansız hiçbir yerde olmayarak her zaman her yerde hazır ve nazır olan)
Ya El-Vekîl (kulların işlerini bitiren Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran),
Ya El- Metîn (kuvvet ve kudret membaı pek güçlü),
Ya El-Veliyy (Müslümanların dostu onları sevip yardım eden),
Ya El-Hamîd (her türlü hamd ve senaya layık olan),
Ya El-Muhsî (yarattığı ve yaratacağı tüm varlıkların sayısını bilen),
Ya El-Mübdi (maddesiz örneksiz yaratan),
Ya El-Muîd (yarattıklarını yok edip sonra tekrar diriltecek olan),
Ya El-Muhyî (ihya eden yarattıklarına can veren),
Ya El-Mümit (her canlıya ölümü tattıran),
Ya El-Vâcid (kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan hiçbir şeye muhtaç olmayan),
Ya El-Mâcid (kadri ve şanı büyük keremi ihsanı bol olan),
Ya El-Vâhid (zat sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan tek),
Ya El-Muktedir (dilediği gibi tasarruf eden her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi),
Ya El-Mukaddim (dilediğini yükseltenöne geçiren öne alan),
Ya El-Muahhir (dilediğini alçaltan sona geriye bırakan),
Ya El-Vâli (bütün kainatı idare eden onların işlerini yoluna koyan),
Ya El-Müteâli (son derece yüce olan),
Ya El-Berr (iylik ve ihsanı bol olan),
Ya El-Müntekim (asilerin zalimlerin cezasını veren)
Ya el-muksit (mazlumların hakkını alan adaletle hükmeden her işi birbirine uygun yapan),
Ya El-Câmi (iki zıttı bir arada bulunduran kıyamette her mahlukatı bir araya toplayan),
Ya El-Ganiyy (ihtiyaçsız muhtaç olmayan her şey ona muhtaç olan),
Ya El-Mugni (müstağni kılan ihtiyaç gideren zengin eden),
Ya El- Mâni (dilediği şeye mani olan engelleyen),
Ya Ed-Dârr (elem zarar verenleri yaratan),
Ya En-Nâfi (fayda veren şeyleri yaratan ),
Ya El Vâris (her şeyin asıl sahibi olan),
Ya Er-Reşid (irşada muhtaç olmayan doğru yolu gösteren)
Ya Es-Sabûr (ceza vermede acele etmeyen),
Ya Hannân (yaratıklarını sonsuz şefkatle gözeten),
Ya Mennân (eşsiz ve sonsuz iyilik sahibi),
Ya Deyyân (mutlak hâkim; iyiliğin de, affa uğramamış kötülüğün de karşılığını veren)!
Ey Ğaffâr (bağışlaması pek bol)
Ey Settâr (ayıpları örten),
Ey Tevvâb (tövbeleri cömertçe kabûl eden),
Ey Vehhâb (karşılıksız ve pek bol veren)!
Ey Vedûd (sonsuzca seven ve sevilen),
Ey Raûf (acıması ve merhameti pek çok),
Ey Afûv (günahları, hataları affediveren),
Ya Lâtîf (sonsuz lütuf sahibi),
Ya Habîr (her şeyden hakkıyla haberdar),
Ya Semî’ (her şeyi hakkıyla işiten duaları kabul eden),
Ya Basîr (her şeyi hakkıyla gören)!
Ya Halîm (cezalandırmada hiç acele etmeyen),
Ya Alîm (her şeyi hakkıyla bilen),
Ya Kerîm (keremi, ihsanı sınırsız olan),
Ya Rahîm (hususî rahmeti de sonsuz olan)!
Ya Samet (kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayıp, her varlık kendisine muhtaç olan),
Ya Hâdî! (hidayet veren)
Ya Bedî’ (yaratması da, ihsanı da eşsiz ve örneksiz),
Ya Baki (ezelden ebede kesintisiz var olan),
Ya Adl (mutlak adalet sahibi, her şeyi tam yerinde ve dengede yapan),
Ya Hû (ey ancak o, ancak kendisi olan)!
Ya Nûr, (alemleri nurlandıran dilediğine nur veren)
Ya Hak (varlığı hiç değişmeden duran var olan hakkı ortaya çıkaran)
Ya Hayy, (ezeli ve ebedi bir hayat ile diri olan)
Ya Kayyûm (varlığı hem kendinden hem de kendi kendine ve başka her şeyin varlığı da O’nun la kaim olan),
Ya Mâlike’l-Mülk (mülkün, malikiyetin mutlak sahibi),
Ey Celâl ve ikram sahibi!
Ey öncesi olmayan Evvel,
Ey sonu olmayan Âhir,
Ey en görünmezliği içinde en açık Zahir,
Ey en açık oluşu içinde en gizli Bâtın (aklın tasavvurundan gizli olan),
Ya Kavîyy (kudreti en üstün ve hiç azalmaz)
Ya El-Kâdir, (dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan)
Ya Ğafir (günahları bağışlayan)
"Bismillahirrahmanirrahim"
:"Estağfirullah, estağfirullah, estağfirullahel azim
ellezi la ilahe illa hüvel hayyül kayyümü ve etübileyh"
:"Elhamdülillahi rabbil alemiyn.
Vessalatü vesselamü ala Resulina Muhammedin
ve ala alihi ve sabhibi ecmaiyn."
"Subhane Rabbiyel aliyyil alel vehhab"
Ya Rabbi! Ya "İlâhî !”
Bana mutlaka bir gerek görmüşsün ki
Sayende varım
Ve ispatınla ben şu anda da buradayım işte
İnsan olarak da kaim edilmişim ve odur ki
Dünya mal ve mülkleri tümüyle özümün olsa da
Geçmiş ve geleceğimde ki
Her şeyimi de kökten kaybetsem de
Ya ilahi!
Yine de ben hiç mi hiç gocunamam ki
Zira “Sen” beni yoktan ol emrinle yaratansın
Beni var eden bir ve tek Allah’ımsın ya!
Ve ben de “Senin” mevcudatın ve bir yapıtınım ya!
Sadece ve sadece bir tek “Senin” için çırpınırım
Her hangi bir şekli bir mükâfatta da
Veya cennette hiç mi hiç gözüm yoktur benim
İsteyip de cehennemin de çayır cayır yaksan da
Ya Rab!
sadece Sana ve Senin için ben hep varım var da olacağım
Ve yalnızca tek Senin içindir kulluğum ve Sanadır tüm emellerim
Senin o güzel adınla çarpmaktadır tüm benliğiyle şu aciz kalbim
Aptalca fetretimden dolayı erişilemez bir uzaklığımız olsa da
“O” cömertliğin ile arada ki bağa sadık kalamamış olsam da
“Senle” elbette ki bir dualık da olsa irtibatım var
Ve daima da olacak illa da olmak mecburiyetin de
Bilirsin ki “Sana” tüm varlığımla sonsuzca bir sadakatim de var
Ve yine bilirsin ki Senin varlığın ve bir kulun olmanın hasebiyle
Hazzın Ve büyük bir mutluluğun söyleşisi içerisindeyim şu anda
Ya Rab!
Her iki elimle tüm yüreğimi yalnız ve yalnızca Sana açtım
En halis niyetler içindeyken tüm hissiyatım
Ne olursun “Senin” kabul buyurman için bu münacatı mı
Senin “Er-Rahman” ismine sığınaraktan önüne serdim
Sen ki her bir şeyinle bizleri yoktan var eden Kadir-i Mutlaksın,
Ve Rahman-ı Zül Cemalsin,
Sensin Aziz-i Muktedir ve “Sen” Rahim-i Zül kemalsin,
Sen Rabb’ül Âleminsin ve de bizlerin Cenâb-ı Zül Celâlisin,
Bin bir mübarek isimlerini tespih ve Hamd-ı Senâ eylerim ki,
Ve de yalnızca ancak ben Senden Mağfiret dilenirim,
Bizlere ancak “Sen” Yar ve Yardım edensin Ya Rabbi!”
Yalnız Sen her türlü noksandan ve kusurdan münezzehsin.
Allâh’û-Celle-Celâle’hû’dan gâyrı ilâh mevcût değildir ki.
Senden başka Hüda yok ki bize yar ve yardımcı olabilsin,
Kabul ve hoş görünle taktir et ki,
Sadece Sana boynumuzu eğer ancak Sana kulluk ederiz,
Bizler sadece tek Senin için oruç tutup da namaz kılanlardanız,
Ey “Bir” eşi ve benzeri asla olmayan ve olamayacak olan Yüce Hüda,
Ey Yüceden Yüce Allah’ım tüm kâinatı yoktan var eden “O” “Bir” tek “Sen”sin,
Ey Yücelerin de en Yücesi, Rezzak ve Kerim olan Allah,
Ey mekândan münezzeh Rahman ve Rahim olan Allah,
Ey Yaradanım bedenimize canı veren de sadece “Sen”sin,
Ey sonsuz âlemleri sonsuz kudretiyle var edişte donatan,
Ey Rabbim yegâne tapıp tapındığımızsın Sen bizlerin,
Ey rızkımızı bitmez bir lütufla veren çeşit çeşit sonsuzluk içinde,
Ey Malikimiz yalnız Senle varız ve sana aitiz tüm bedenimizle,
Ey bizi hamur gibi yoğuran ve ruh vererek şekillendiren de Sensin,
Ey El-Mü’min güven veren emin kılan koruyup iman nurunu veren,
Ne olur tut şu ellerimizden,
Hem bu dünya da hem ahrette bizleri bağışlayarak hayırlara vesile kıl,
Anne ve babamızı gelmiş geçmiş tüm bu dünyadan göçmüş olan,
Günahlı günahsız Allah birdir diyen kelimeyi şahadetini getiren,
Tüm kullarını şanına yakışır şekilde Sen affı mağfiret et Ya Rabbi,
Haydi buyurun:
"Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammed en abdûhü ve resûlü"
Ya Rabbi! Onlara ve bizlere asla kabir azabı göstermeyerek affet,
Ve Peygamber efendimizin sancağı altın da toplayarak himmet et,
Bizleri Hakk’ı hak olduğu için bilen ve Hakk’a kayıtsız tabi olan,
Batılı batılın çirkin ve çirkef yüzü ile gören ve batıldan uzak duran,
O halis Kullarından eyle Ya Rabbi!
Ya ilâhî!
O eşsiz mübarek İsimlerin ve İsm-i Azam’ının o güzelliği hatırına,
Baştan sona her daim hikmet himmet ve bereketlerle dolu,
Ve doğruyu-yanlıştan, Hakkı-batıldan ayıran eşsiz o Kur’ânının hatırına,
O güzeller güzeli gül kokulu Habib-i Ekrem’inin hatırına,
O bir dahi eşi olmayan ve olmayacak olan o Kelâm-ı Kadim’inin hatırına,
O muhteşem mahlûkatın için yarattığın Arş-ı Azam’ın hatırına,
O Yüce İsimlerinin sayısı kadar Kul Hüve’llahü Ehad hatırına,
Biz aciz ve zavallıyız oysa Sen yüceden Yücesin bizde kusur ve hata çok,
Sende af-ı mağfiretler çok,
Affı sever ve asla ki bizden esirgemezsin bütün kullarını da Sen affet,
Sen’den boynumu bükerek ve yüzümü yerlere sürerek,
Secdene varışta içimin ta içinin sana olan aşkının o gözyaşlarıyla,
Ve canı yürekten yalvarışlarla diliyor ve de sadece Senden dileniyorum ki,
Ya Allah’ım,
Ya Rahman’ım,YA Kuddüs,Ya Selam,Ya Mü’min,
Ya müheymin,Ya Aziz,Ya Cebbar,Ya Mütekebbir,
Ya El-Hâlik,Ya El-Bari,Ya Müsavvir,Ya Kahhar,
Ya Razzâk,Ya Fettâh,Ya Kâbıd,Ya Bâsıt,
Ya Hâfıd,
Ya Râfi,
Ya Mu’ız,
Ya Müzil,
Ya Hâkem,Ya Azim,Ya Şekür,Ya Aliyy,
Ya Kebir,Ya Hafîz,Ya Mukît,Ya Hasîp,
Ya Rakîb,Ya Mucîb,Ya Vâsi,Ya Hakîm,
Ya Mecîd,Ya Bâis,Ya Şehîd,Ya Vekîl,
Ya Metîn,
Ya Veliyy,
Ya Hamîd,
Ya Muhsî,
Ya Mübdi,Ya Muîd,Ya Muhyî,Ya Mümit,
Ya Vâcid,Ya Mâcid,Ya Vâhid,Ya Muktedir,
Ya Mukaddim,Ya Muahhir,Ya Vâli,Ya Müteâli,
Ya Berr,Ya Müntekim,Ya Muksit,Ya Câmi,
Ya Ganiyy,
Ya Mugni,
Ya Mâni,
Ya Dârr,
Ya Nâfi,Ya Vâris,Ya Reşid,Ya Sabûr,
Ya Hannân, Ya Mennân, Ya Deyyân!
Bağışlayarak bütün kullarını hoş görüşte affı mağfiret eyle,
İşlediğimiz suçları en iyi bilen ve merhamet eden de Sensin,
Tüm kullarına acıyarak bağışla ve öyle de al gerisin geriye,
Ve onları geldikleri gibi pür-İ pak olarak da Sen kabul et,
Müsaade buyur da iç ve dışlarını yunup da Sana gelsinler,
Sen ol dedin mi neler ki neler olmaz ki Sen El-Kerimsin,
Ya Rabbi!
Dünyayı dar-ül hikmet ve ahreti de dar-ül kudretinle kurduğundan,
Dünyayı da Hakim, Mürettib, Müdebbir, Mürebbi,
gibi bir çok isimlerinin iktizasıyla ol emrinle yarattığından,
Dünyada ki icad-ı eşya, bir derece tedrici ve zaman ile olması,
Hikmet-i Rabbaniyeniyenizin muktezasıyla olmuş olması,
Ahiretin de ise;
hikmetten ziyade kudret ve rahmetinin tezahürleri için,
maddeye ve müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan,
birden anlık niyetle eşya inşa ediliyor,
Burada bir günde ve bir senede zamana bağlı yapılan işler,
ahirette bir anda ve bir lemha da inşasına işaretten Kur’an-ı Mu’ciz-ül,
Beyanın doğrultusunda,
Bizlerin günahlarını da ahirette ki dar-ül kudret hikmetinden yararlandır,
Sizleri affettim diyerek,
Bir fırsatımız olsun ki karşın da bin pişman huşuyla kapanalım secdeye,
Ya Rabbi!
Zira Sen her zaman Ya Ğafirsin.
Ey Ğaffâr,
Ey Settâr,
Şu abes vücudumuzun pisliğini örtüver tüm hatalarımızla kapansın,
Biliriz ki elin de gönlün de eşsiz olarak hep açık senin,
Sen affedip de bağışlamayı çok seversin istediğini de o an affedersin,
Sana sığınarak yakarışlarımızı Sen kabul et.
Ya Rab!
Çevirme bizleri gerisin geriye tüm kapılar ardına kadar aralansın.
YA Tevvâb,
Tüm günaha bulanmış kullarının tövbelerini Sen kabul buyur,
Günahlarıyla hata ve kusurlarını Sen affediver de gitsin,
Sen muhakkak ki çok affedicisin ve affetmeyi de çok mu çok seversin,
Ey Vehhâb! Ey Vedûd,
Ey Raûf, Ey Afûv,
Bizleri Sana yakışan o sonsuz iç lütfün la karşıla ve işlemler de bulun,
Hak etmediğimizi de ver bizlere ve bizlerden esirgeme lütfünü,
Biliriz ki hiç karşılık beklemeden Sen hemen vermek istersin,
İyiliği sever iyilik edene bol bol da ihsan etmeyi çok seversin,
Zira sen daima Vedûd ismin gereği de sonsuzca sever ve sevilirsin,
Ya Lâtîf,
Ya Habîr, Ya Semî,
Günahlarımızı ve hatalarımızı görmemişçesine geçir,
İşitmemişçesine de kabul edişte hükmünü ver
Senin en iyi görüp ve duyan olduğunu biz zaten biliriz.
Affederken bizi hoş gör zira bizler çok aciziz
Bizler her şeyimizle kör nefsimize mağlubuz
Bizleri gurur ve kibrin eline
Nefsin diline
Hiç bir an düşürme Ya Rabbi!
Ya Basîr! Ya Halîm,
Ya Alîm, Ya Kerîm,
Ya Rahîm!
Bizlere sırat-ı müstakime yolun da acıyarak hidayet buyur,
Bizlere Sen huzurun da yüzümüzü kızartmadan affını duyur,
Senin hoş görüne sığınmışız bizleri sonsuz varlığınla doyur,
En doğruyu “Sen” bilirsin El-Rahîm ismine sığındık Ya Rab!
Ya Rabbim
Ya Samet, Ya Hâdî! Ya Bedî, Ya Baki,
Ya Adl,
Ya Hû!
İman ve Kur’ânın nuru hikmetiyle gözlerimizi kalbimizi de,
Ahretimiz ile boş ellerle gittiğimiz kabrimizi de aydınlatıver,
Ya “HÛ” sadece ve sadece tek olarak Seni ister bu gönül,
Sadece Nur vechine hasrettir bu günahkâr kul,
Sen ol demeden ne olabilir ki tüm günahkar kullarına
affına layık olabilecek ve olmayı sağlayan halis imanlar ver
Ya Nûr, Ya Hak, Ya Hayy, Ya Kayyûm
Ya Mâlike’lU-Mülk,
Senin hikmetinden asla sual sorulmaz ki bizleri de ikramına dâhil et
Malda da mülkte de yoktur benim gözüm yalnız “Sen” bize himmet et
Yalnızca Sen muhakeme edersin Sana tabi her şey şifada sende,
Dert üstüne dert verme taşıyamayacağımız yükü de yükleme bizlere,
Dertlilere deva hastalara şifa borçlulara ede senin “el-Hayyü” isminde,
O mübarek isimlerine göre işlem yaparak kolla ve gözetiver bizleri
Ey Celâl ve ikram sahibi yüceden de yüce!
Ey bir öncesi olmayan Evvel,
Ey asla sonu olmayan Âhir,
Ey en görünmezliğin içinde en açık Zahir,
Ey en açık oluşu içinde en gizli Bâtın
Senin gizeminin sırrını bilmek ne mümkün ki kullarına
YARAB Celâl isminle mükafatlandır bizleri
Aklın tasavvurundan gizli olan El-Batın isminin gereği
Şaşırtıp sevindirerek yağdır bolca El-Mu’iz isminle azizleri
Ya Kavîyy, Ya Kâdir,
YA Mevlâ,
Ya Ğafir
Ya Erhame’r-Rahimîn
Kur’ân da ki “O” azametli İsm-i A’zam’ının hatırına
Bu dârıdünyaya gelmiş geçmiş en büyük gizindir Hz. Muhammed (S.A.S.)
O mübareğin hatırına sen merhamet et ve acı şu aciz ve günahkar kullarına
Lütfet ne olur “Sen”
Lütfet-lütfet-lütfet
L
Ü
T
F
Et-lütfet-lütfet-lütfet de
Bu sonsuz mübarek İsimleri’nden duygu ve şemaillerine
Makberde ruhlarımıza İsm-i A’zam’ın o pİr-u pak nurlarını yansıtıp
Susamışçasına kolay erişebilecekleri imkân yollarını aç!
Aç da, tüm bu yakarışlarım kabirlerimizin seması olsun
Ve bu isimler temel yapımıza şifalarını akıtarak veren
Ve de ruhlarımıza yansıyan bir geçit gibi kurtuluşumuz olsun!
İlâhî!
Tüm hücrelerim ile yalvarıyorum ve sadece senden dileniyorum ki,
Senin yanın da ebedî kalan bir isteğim de bulunsun,
Ve onunla kıyamet’e kadar isimlerinle, sadece Senden isteyebileyim!,
Bunca işlemelerim (münacat) bu can bu bedenden çıktıktan sonra da,
Susmaz bir istek zincirim olaraktan kabul buyur bu aciz kulundan!,
Bu son istem kurtuluşumuza bir anahtar olsun Senin hikmetinden,
Ya Rab!
Efendimiz Hz. Muhammed’e ( Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed )(S.A.S.),
Öyle içten salât ve selâmımı söyle ki,
Onunla bizleri tüm vahamet ve kötülüklerden koru,
Bizleri sana yaklaştıracak tüm istiğfarlarımızı kabul et
Bizlerin tüm günahlarımızın kirlerini pİr-u pak ederek arıt
tüm günah ve hatalarımızı ve acziyet içinde ki tüm cahilliğimizi bağışla!
Ya Rab!
her el açıp yalvarışta bulunanların dualarını kabûl buyuran!,
Hayatım boyunca ve bu fanilikten göçümden sonra,
Her bir anım için benden canı yürekle,
Efendimiz nebimiz Hz. Muhammed’e (S.A.S.),
Âli’ne,
Tüm Ashabı’na ve de onlara yürekleriyle tâbi olanlara
Sonsuzca canı gönlümle Salât ve Selâmımı ilet
Ve her bir salât, ömrüm boyunca alıp da verdiğim
Tüm asi kalmış olan nefeslerim adedince artsın!
Ve canı gönülle verdiğim her bir salâtın hürmetine,
Sığınmışım o tarifi mümkün olmayan himmetine,
Ya Erhame’r-Rahimîn,
Benim şahsım adına yalnız Senden tek bir dileğim var,
O mübarek nur cemalini bir kez olsun görebilmek,
Tüm varım Sensin bana sadece bir tek “Sensin” gerek,
Seni kabul edip şirk koşmayan bütün kullarını da affet,
Eşsiz ve sonsuz rahmetini yağmur gibi yağdır üstümüze,
Bizleri bağışla ve bizlere acıyarak çokça merhamet et!
Ya Rabbi!
Her şeyİ Sen gören ve bilensin sülükler sarmış memleketi,
Ayaktan ve başımızdan canlarımızı emip de duruyorlar,
Bizler orta yerde sıkışıp da kaldık,
Kutsal bayrağımızı hor görüp vatanımızı çok görüp de bölüyorlar,
Zira onlar da bizler de kim doğrudur kim eğridir bilemiyoruz.
Dönmelerin başımıza nasıl bir tuzak kurduğunu düşünemiyoruz
Önümüz karanlık arkamız zifiri kaldı değerleri yitirdik bir kere
Senin Ya Müntekim adının hürmetinedir seçimim
Tüm satılık ve dış mihraklı bu zalimlerin cezasını Sen ver
Canı gönülle el açışta sadece ve sadece Sana sığındık ki
Bu millete ancak bir tek Sen yar ve yardımcı olabilirsin
Sen bu Millete sil baştan akıl fikir ve yol yordam ver
Birlik ve bütünlüğüğümüz için
Ve Sen koru ve gözet bizleri Ya Rab!
Koyma ki ayaz da
Hiç dökülmesin kardeş kanları bu cennet vatanımız da..
“Âmin!"
“Âmin!"
“Âmin!" Ya Erhame’r-Rahimîn…
"Subhane Rabbike Rabbil-izzeti amma yesifun.
Ve selamun alel-mürseliyn.
Velhamdülillahi Rabbil alemiynel EL Fatihah messalavat"
(21.12.2014) AZAP…
5.0
100% (50)