3
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1676
Okunma

noel/den önce ..
her yerde dalı budaği yeşil altı kesik ağaçlar
önce allanıp pullanıp gözlere sunulur
üzerindeki renkler gözlerde oynaşırlar
kurbanlık koyun gibi bekler sonunu
noel/den sonra ..
sokağa fırlatılır kırılır süsleri ,
O süsler gibi yerlere dağılır kırık düşlerim
umutlarım bir bir kaybolur kendimde ..
pusatsızım ;
sırtımda elek olmuş melamet hırkam,
ölüm bir nefes kadar yakınımda
hayat sana küsüm hani gülbaharların
kaburgamın batan garip sol sancısı
ölümü anmamak için güzel şeyler düşünüyorum
pencerelerdeki buğuları tek tek siliyorum
makas almış gülmelerim dudak kıvrımlarımdan
güzel şeyler düşlüyorum,
penceredeki kadife çiçeği suluyorum
felek ârı -hayâ şişesini taşa çaldı
çentik attı sol yanıma
solyanımdaki çentik ondan kalan
oysa delice yaşamak varken
anlımdaki bu kara / yazılar neden
buradayım uzat ellerini diyor
yürüyüş yaptığım bu nehir
artık artık ruhumu boğuyor
nereye yürüyoruz
haydan geldik hû/ya gidiyoruz
bu can yorgun , nur_can diyor ah!
ölüm nefes kadar yakınımda
dostlarla ben şiirlerle bir düş âlemindeyim
sol yanımda bu sancı olmasa
keşke yanımdan gitmeseydi kalsaydı eylül
yazım yok gülbaharım yok ben bir kardelenim
güneş çıkana dek ömrüm
çaputtan bebeğimle polyannayı oynardım
telli duvak giydirdi gurbetin sinsi pusu
bense uçurumun kenarında mor krizantem döktüm
parçalarım aşagıda
dünyayı kucaklayan kollarım çok yoruldu çok
düşüyor çiğ gibi yaralı yüreğim üstüme üstüme
pusatsızım
bu gurbette
bedenim ayrı yüreğim hep aynı yerde
hüznümden mor krizantem düşse de yüzüme yaprak gölgesi
dağınık kalsın kimse toplamasın yüzümden düşen mor krizanterleri
gizlenir kederim soyum/dan"miras - kalan ,parlayan bu yüzümde ...