1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1825
Okunma

Durursun, rengi solmuş tek koltuğunda
Ellerinin titrek anlarına şahit olup
Yüreğinden daha sıcak, daha sıcak
Islatırsın mahcup gözyaşlarınla
Renk renk kalemler savrulmuş o an
Kalemliğinse öteki taraftan
Bir ses gibi yükselirken sana, inadına...
Bir resim çıkar sonra karşına
Ezgilerinin kendini tekrar eden satırlarında
Kendini çıkmaz bir sokakta buluverirsin
Koyuverilmiş ve arkası dönülmüş bir beden gibi
Yalnız ve gereksiz hissedersin
Ayrılığının seslenişlerine kulak verip
Kaybolursun yalnızlığının pencere arkalarında
Neden diye soran bakışların
Biraz ve sadece onlar masum gibi bakar etrafına
Asil bir sessizliğin pençesinde
Verirken canını yudum yudum
Tek bir hece gelir aklına
Hani söylemez hiç kimse onu sormadıkça
Günahkar seçilen bazı karanlıkların
Hesap edilemeyen yıldızlarında
Asil ve bir o kadar sessiz şarkılarında
Kendine kendini söylenirsin durup durup
Bazen birilerini anımsarsın
Erken bırakılmış ve tamamlanamayan hecelerde
Ama hatırlamaya gücünü yetiren isyanlarda
Bazen birilerini anımsarsın
Ellerin, dillerin suçlusu olursun
Bazen gün ışığına çıkıp da kaybolursun
Ama suçlarının arkasına saklandıkça masumsun
Suçlarının arkasına saklandıkça!
Başkalarının bakışları masum gelir
Sığınırsın hemen hiçbir şey yokken
Bir bakarsın onlar da gider
Sen durursun!
Yalnızlığının son küllerinin
Yabancı bir rüzgarın eşliğindeki dansını
Hâlâ gülerek özler ve yadırgarsın biraz
İşte o zaman bil ki yalnızsın!
Burcu Örekçi
5.0
100% (3)