1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1741
Okunma
O gül kadındı
Gönlüm gül oldu sevince onu
O gül kadındı
Sevince onu
Mecnuna denk sınıfta okudum aşkı...
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
O gül kadın
Susmayın eski evin dilsiz duvarları dile gelin bu gece
Bu çölde mi o leyla
İstanbul kazan ben kepçe olurum...
Bir gün güldü bana bu hayat
Geçtim evlerinin önünden
O gül gün,o rüya yok artık bu gül şehirde
Bu gül şehir artık baharsız eylülsüz...
Çıktı karşıma
Hasreti tattırdı
O gül kadın
Mezara yaklaştıkça
Kılıç darbesi kılıç darbesi üstüne
Bir çetin savaş açılsın mı bu kalbe
Barış anlamadı beni savaş anlamadı
Çıktı karşıma
Hasreti tattırdı
O gül kadın
Adını yıldız kadın koydum o kadının
Rüyalarımda cenneti o kadının
Adının tarlalarındayım
Adım onunla çiçek
Her gün bir gül soldu onu tanıdığım günden beri
Şansıma tüküreyim
İnsan anlamadı beni çiçek anlamadı
Çıktı karşıma
Hasreti tattırdı
O gül kadın
Mezara yaklaştıkça
İki kat daha arttı dinsiz gamım
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
O gül kadın
Göle insem acep sunam orada mı
Hangi kıtada benim sunam o kayıp yıldızım...
Bilir misiniz hasret nedir
Yitirdim yari kara toprak mı suçlu
Göçmen kuşlar mı suçlu
Yeller anlamadı gökler anlamadı beni
En çok güneşe değil bana ağlansın
Ben vuslatsız bir aşkın etrafında döndüm durdum
Çıktı karşıma
Hasreti tattırdı
O gül kadındı
Kırk yıl oldu
Adı her saatime çivileniyor bu deli özlem
Adı her saatime çivileniyor o gül kadının
Gözü kör edin görevini yapmıştır
Kalbi çıkarın yerinden görevini yapmıştır
Feda ettim uğrunda bir kırk yılı
Bir kırk yıl daha feda olsun
Cennette yaratıldı kadın...
Mahşerde mi deniz olur bu iki dere
Ey Adem ile Havvayı buluşturan
Dünya anlamadı beni cennet anlasın
Kadın su damlası bulutlardan inmesi beklenen...
Ademi kavuşturan Rabbim ben kavuşamadım
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
O yeter
Şikayetçi değilim ondan
Aman bu sevgi bu eski ev bu gül ömür solmasın
Ömrüm hiç bitmesin benimle yaşasın bu yetim aşk
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
Kadın her ademe cenneti tattırır
Şansıma tüküreyim
Bir gün bile doyasıya görmedim o gül kadını...
Bilir misiniz kara sevda nedir
Ben ferhattan da bahtsızım
Çıktı karşıma
Hasreti tattırdı
Kadın her ademe cenneti hatırlatır
Şansıma tüküreyim
Leylasını buldu mecnun çöllerde
Acep benim leylam hangi çöllerde...
Unutamam
O adı her saatime çivilenen kadındı
O gül kadındı
O leyla
O Şirin
Bu gece de
Adı her saatime çivileniyor o gül Kadının
Bir kırk yıl sonra bile
Ağlıyorum o gül için
Unutmayacağım
Aşkı tattırdı o kadın...
Bülbül etti beni o kadın
Kırk yıl önce
Bir güldü
Oldum bülbül
Bir güldü...
Unutulmaz o gümüşlü gülüş
O gülüşü unutmam...
O güneşli gülüş
Dostlar
Bir gümüş gülüşe
Aşk denizi oldum
Gül denizi oldum...
O gül gülüştü...
Kırk yıldan beri
Dostlar
Kadın gülmüş
Unutturdu gülü
Kadın sılaymış
Unutturdu sılayı
Kadın aymış
Aya kim bakar
Unutturdu ayı güneşi
Bir gülüşü
Razı olmuşum o leylam için çöllere...
Unutamam o kadını
Dostlar
Hayal miydi düş müydü gördüğüm
Güldü gördüğüm
Kadın mıydı gül müydü...
Gördüm çarpıldım
Kurban olunsun o gülüşe
Gün battı
Yıldızlar silindi tek tek
Ben yine ıslanmakta inatçıyım onu tanıdığım günün anısına
Kınanmamalıyım
Kurban olunsun o gülüşe
Adı her saatime çivilensin o gül kadının
O solmayan güzelliktir bende eskimeyen güldür o kadın...
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
Güldü güldü
Kurban olunsun o gülüşe
Aşk güldün
O gül kadında...
Güneş gördüm o gül kadında
Zalimdir her ayrılık
Ben en zalim ayrılığı yaşadım
Bir gün bile görmedim onu
Nerede kara sevdalım...gülüm
Bir kırk yıl daha arayacağım
Ömrüm oldukça arayacağım
Vuslatı tatmadım
Tattırdın kara sevdayı sen
Neredesin sen gülüm
Her gün yaşıyorum bir ölüm
Kınanmamalıyım dostlar
Kurban olunsun o gülüşe
Bu gece de bu yağmurda onun gül kokusu var
Ve adı her saatime çivilensin
Kırk yıl önce olduğu gibi
Hayal miydi düş müydü gördüğüm
Kurban olunsun o gülüşe
Neden düştü yolum bu şehre bu sokağa...
Kurban olunsun o gülüşe
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
Aşkı gül
O gül kadın
Kurban olunsun o gülüşe
Kınanmamalıyım
Kurban olunsun o gülüşe
Tatmayan bilmez kara sevda nedir
Yağdıkça yağmur ağladım
Ateş damladı yüreğime
Kurban olunsun o gülüşe
Ve bu yetim sokağa dolmuş
Yine o eski rüzğar ve o gül ayak sesleri
Kınanmamalıyım
Çarpıldım o güldü çarpıldım...
Kurban olunsun o gülüşe
Ana can ana sen bari kınama beni
Çarpıldım o güldü ben çarpıldım
Pervane oldum o nar hala
Bir kırk yıl sonra bile
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
Kurban olunsun o gülüşe
Avucumda değil kalbimde taşınsın bu ateş
Adı her saatime çivilensin
Çivilensin
Yaşasın bu aşk yetim
Kurban olunsun o gülüşe
Kırk yıl bir kırk yıl daha
Ve bu gece
O kadın güneş kadındı çarpıldım
Buseler konduramadım henüz güneş yanaklarına
Yüzünde yıldızlar mı vardı o kadının
Buseler kondursam yıldız yanaklarına
Kurban olunsun o gülüşe
Dünya kazan ben kepçe arıyorum
Cennet kazan ben kepçe arayacağım
Kurban olunsun o gülüşe
Ey kadın nedir diye kınayan beni
Sen aşkı tattın mı ki gül gördün mü ki hiç
Kurban olunsun o gülüşe
Töre budur aşkta
Sevilen kadın unutulmaz seven ölmeden
Adı her saatime çivileniyor o bir gül kadın
Kurban olunsun o gülüşe
Şu gelen yar mıdır acep... diyorum
Ne talihsiz başım varmış...diyorum
Her gece
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
O gitti
Ve dönmedi
Düş müydü hayal miydi
Kurban olunsun o gülüşe
Kınama beni kınama çıldırmışlığımı
Kınama seni kıskanışımı
Senin giden turnaların hep dönüyor
Sen de benden şanslısın bahar
O gitti
O dönmedi
Kurban olunsun o gülüşe
Sanma artık uçan turnalara bakıyorum
O yari arıyorum gökler
Bir melekti belki cennetten mi geldi
Kınama beni ey mavi gök
Kınama bulut beni
Vuslat var sana diyor
Deli etti bu umut beni
Kurban olunsun o gülüşe
Burnumda tütüyor kokusu...
Kuyuda mı mısırda mı...
Yakuptan farkım yok
Gözlerim iki çeşme
O gitti
O dönmedi
Yusuf gitti ve döndü
Ben en şansız bir yakubum
Kurban olunsun o gülüşe
Benim leylamın kaybolduğu çöl belli değil mecnun
Ey mecnun sen de şanslısın benden
Kurban olunsun o gülüşe
Kınama beni güneş
Güneş sen de benden şanslı bir aşıksın
Güneş her gün kavuşuyorsun maşukun İstanbul’a
Neredesin ey gül yar
İstanbullu yar güneş yar
Kınama beni ey aşık dost
Ey Karacaoğlan şanslısın benden
Benim sunamın yıkandığı göl belli değil
Şansıma tüküreyim kim şanslı değil benden Karacaoğlan
Avucumda değil kalbimde taşıyacağım bu ateşi
Adı her saatime çivileniyor
Çivilensin
Yaşasın bu aşk bende gül gül
Çıktı karşıma
Aşkı tattırdı
O gül kadındı
Kınama beni kınayan
Beni de bir güneşti çarpan
Ferhadın ateşine denk ateşim aşkım...
Leyla bakışları çöllere düşürür
Şirin dili dağları deldirir...
Kırk yıl oldu
Adı her saatime çivileniyor bende en deli özlem
Adı her saatime çivileniyor o gül kadının
Hasret ateştir deseler inanırım
Onun hasreti bağrımı deldi...
Şansıma tüküreyim vuslat yaşamadım
Kınama beni kınayan
Mecnunun çölü
İki adımlık
Beş kulaçlıktı
Benim çölüme bir ömür yetmez
Ben bir gün bile görmedim o gülü
Şansıma tüküreyim...
Ben ferhattan şanssızım
Ben bülbülden şanssızım
Şansıma tüküreyim ayrılık varmış
Çıktı karşıma aşık oldum
Ve ağladım
Mektubuna,selamına bir tatlı sözüne bir anlık hasret
Eder dünyayı kör gurbet
Kınama beni aşkı bilmeyen
Uğruna dağlar aşılacak güneşli sıla olur kadın...
Kınama beni aşkı bilmeyen
Ateş olsun o kadına aşk
Kırk yıldır sönmedi hasretim ona
Gelmese de hala bekliyorum
Bir güneş kadının mavi göklerine hasretle
Yanar dağ oluyorum gördüğüm günden beri
Güneş ve ay bana aşkın ateş olduğunu söylemek için doğdu-battı
Şansıma tüküreyim
Vuslatı tatmadım
Bir gün bile görmedim
Neden çıktı karşıma
Kadere soruyorum
Kadere yoruyorum
Aşkı tattırdı ya
Yaşasın bende ölmedikçe ben bu aşk
Ve sürsün bu bekleyiş
Bu gece
Adı her saatime çivileniyor o gül Kadının
Çivilensin
Yaşasın bu aşk bende ben yaşadıkça
Ey aşık dost
Gidersem öksüz kalır onun silik anıları
Kokusu var onun ey öksüz şehir sende
Zincirlikuyu zincir vuruyorum ayaklarıma gitmem
Ey zincirli kuyu gitmem
Sürsün bende bir ömür bu bekleyiş
Ve sürecek
Bu şehirde şaşkın öldüğümü görürsünüz bir yorgun gün
Bu nur şehir uzaklara gidemem
Bu şehirde gördüm o güneşi
Gitmem senden ey güzel şehir
Gül kadını gördüğüm gül şehir
Şansıma tüküreyim
Bu şehrin taşı toprağı anlasın artık beni
Ben ferhattan da bahtsızım
Neden bilmem çıktı karşıma ve
Hasreti tattırdı
Bu pervaneye nur bu şehir
Bu şehirde kırıldı gözlerimin kirli kabuğu...
Bu şehir anlamadı beni kör gözlerle baktı hep
Ey aşık dost sen olsun anla beni
Kadın bir gül
Bülbülle aynı sıraya oturttular beni aşk okulunda
O kadın gül...
Kadın bir güneş bir karanlığa
Unutmayacağım o kadını
O kadına borçluyum içimin bu aydınlığını
O kadın gül
Huzur o güneş kadının ışığında...
Bülbülüyüm bir gül aşkı
Veysel mi adın ey aşık dost sen anla beni
Aklı varsa bu şehirden gitmez güneş bile
Güneş anlamadı beni ay anlamadı
Adı her saatime çivileniyor o gül Kadının
Ey şehir,ey İstanbul sarhoşsun ve yaralarıma ilgisiz
Neden mi çıktı karşıma o gül
Kadere sor
Kadere yor
Vuslatsız bir aşkı tattırdı
Kadın bir nehir bir derin susuzluğa...
Altmışıncı doğum günümde de yine böyle kördün İstanbul
Anıların aynasından yansıyan ışıklara kördün
O eski evin önünde
Çölde kum tanesi gibi oluşum sana gam değil...
Şansıma tüküreyim
Her yeni gün bir adım daha yaklaştırırken beni ünlemsiz mezara
Açtı soldu gül anlamadı beni
Mavi yağmurlu bir günde tanışmıştım onunla
Bir kırk yıl sonra yine
Yağmurun altında durmuşum şimdi
Gözlerim adını yazıyor bismillah deyip her harfinde
Yere düşen taze suya
Her gün gül gibi soldu onu tanıdığım günden beri
Güneşle yıldızlarla birlikte hayat soldu gül gibi
Sokak kovalıyor
Gece kovalıyor beni
Sürsün bu inat
Bulut ağlamaktan yoruldu gökte
İstanbul uyudu çocuk gibi şimdi
Saat gecenin ikisi olmuş
Yelkovanın bile boynu eğri şimdi
Ağlıyorum kırk yıl önce olduğu gibi bereketi bol bulut gibi bu karanlık sokakta
Çivi gibi düşüyor göz yaşları şu eğri zamanın...
Zaman anlamadı beni sokak anlamadı kınadı
Çıktı karşıma
Hasreti tattırdı
O gül kadındı
Tanıştığım gün en mavi doğum günüm...
Gecesi aydınlık
Güneş doğmuş gibi ihtiyar dünyaya sevinçli
O gün en çiçekli baharım...
İki kere doğar iki kere ölürmüş aşıklar
Gece karardıkça kararıyor
Sessizlik delirdikçe deliriyor
Gecenin deli karanlığına "adını" haykırasım geliyor
Kırk yıl önce haykırdığım gibi
5.0
100% (2)