Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Hamdioruc
Hamdioruc

Kur'anda varlığı okumalar var

Yorum

Kur'anda varlığı okumalar var

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

56

Okunma

Kur'anda varlığı okumalar var


Kur’anda varlığı okumalar var

Ve Kur’anda varlığı denemek var..."düşünüyorum o halde varım"dedi KANT.sebeb-sonuç deneyle bilinir çünkü

Şerefli ol istiyor Allah varlığı oku ve şefli ol...çünkü eşref-i mahlukat olman için her şey verildi sana ey insan...

Başka ne mi var yani varlığa uyumlu duygular var düşünceler var haller var eylemler var...yani salih eylemler salih halller kıymetli eylemler..Eylemi kıymetli kılan kıymetli için yapılanıdır....nefis kıymetli bir varlık değil...Baki değil çünkü...yani Allah için esması için yapılan ameller eylemler kıymetli...Islah edici yani cennete eriştirici yani Nirvanaya bizliğe oğulluğa eriştirici...Kamilliğe imamlığa liderliğe eriştirici...Öğretmenliğe eriştirici...

"gök yüzünün talebesi olmak gerekir yer yüzünün öğretmeni olabilmek için ...dedi Begoviç...

Kur’anda varlığı okumalar var.ayet varlıktaki ilkeleri görmek...ilmi-bilmi nurları görmek bu okumalar.Alim vahiyle ilim gönderdi...

Öğretmen olmak yani peygamber olmak cebrailin getireceği ilimle mümkün...Kamil olmak...İnsan olabilmek...akıl da okur ama vahiy hazır geliyor...geleni okuyor akıl analiz ediyor...Nefisci akıl nefis penceresinden yapar analizini...Rabçı da rab...esma...Baktığı pencereden gördüğünü söyler ve ilim farklılaşır baktığı açıya ve bakılan pencereye göre...Her açıdan bakmayan bu varlığı baktım demesin ilmim yeterli demesin...sunnilik işte yetmez oldu hatta zararlı oldu ülküleri zararlı...Kur’an sunniliktir deme...analiz et her pencereden bak her açıdan analiz et algıla...99 esmadan bak hatta 999 pencereden esmadan bak..."El_Galib"esası için algıla bu varlığı oku bu varlığı Nükler farz de.NUHA gemi farzdı...gemisiz NUH olunmaz...kenan gibi boğulurdu Nuh da...

Kur’anda varlığı okumalar var.Okuyan akıldır getiren cebraildir...Akıl algılar analiz eder yol çizer mezheb-tarikat belirler.ülkü yani ülkücüler de bir tarikattır...sunnilik+ ülkücülük...yeni bir tarikat ve yeterli asra yeten bir tarikat....Sunnilik+Osmanlıcılık da bir tarikatti...Arabın aklı ile sınırlamadık hiç biz zaman dinimizi...Sunnilik+laiklik...ortaklığı kurduk...Çünkü sunnilik yetmedi...

Neml/27“Bakalım, dedi Süleyman, doğru mu söyledin, yoksa yalancının teki misin, bunu anlayacağız. Sen şimdi şu mektubumu götür, bırak onların yanına, sonra .Şu mektubumu götür, önlerine bırak, sonra onların yanından çekil de ne sonuca varacaklarına bak.”

Cin “ateşten yaratılmış, gözle görülmeyen, insanlar gibi iyileri ve kötüleri bulunan varlık” anlamına gelir (cinler hakkında bilgi için bk. En‘âm 6/100; Cin 72/1-19). 17. âyetten Hz. Süleyman’ın cinlerle de irtibat kurduğu; ordusunun cinler, insanlar ve kuşlar olmak üzere üç sınıftan meydana geldiği anlaşılmaktadır. Cinleri gizli işlerde, insanları ülke savunmasında ve düşmana karşı savaşta, kuşları da haberleşme, su bulma vb. hizmetlerde istihdam ediyordu (İbn Âşûr, XIX, 240).

Tefsirlerde Karınca vadisinin Şam bölgesinde veya Tâif’te yahut Yemen’de karıncası çok olan bir yerin adı olduğu bildirilmektedir (Elmalılı, V, 3667). Bununla birlikte, böyle muayyen bir mekân olmayıp çok sayıda karıncanın bulunduğu herhangi bir yer de olabilir. Âyet, toplu halde yaşadığı bilinen karıncaların aynı zamanda bir topluluk düzeni içinde hareket ettiklerini de ifade eder. Süleyman üç sınıftan oluşan ordusunu düzenli bir şekilde yönetirken Karınca vadisi denilen yere gelmiş ve burayı geçerken de karıncaların başkanının onlara verdiği emri işitmiş, anlamış ve neşelenerek gülümsemiş, bütün bu nimetlerden dolayı rabbine şükür ve niyazını arzetmiştir.

Hüdhüd, çavuş kuşu denilen ve kendisine özgü nağmelerle öten bir kuş türünün adıdır. Bu âyette zikredilen hüdhüdün ise Süleyman’ın emrine verilmiş özel bir yaratık olduğu anlaşılmaktadır (bilgi için bk. Ömer Faruk Harman-Cemal Kurnaz, “Hüdhüd”, DİA, XVIII, 461).

Sebe’ (Saba), aslında bir hânedan veya kabile ismi olup sonradan Yemen’deki Sebe’ Devleti’nin ve başşehri Me’rib’in adı olmuştur (bilgi için bk. Sebe’ 34/15).

Tefsirler Hz. Süleyman’ın hüdhüdü bilhassa çöllerde su bulmada istihdam ettiğini belirtiyorlar. Bir gün konakladığı susuz bir çölde kuşları teftiş etmiş, su bulmak için görevlendireceği hüdhüdün ortadan kaybolduğunu anlayınca kızmış ve mazeretini gösteren bir delil getirmediği takdirde onu âyette belirtilen ceza şekillerinden biriyle cezalandıracağını ifade etmiştir (Elmalılı, V, 3670). Hüdhüd çok geçmeden gelip Sebe’ ülkesinden Hz. Süleyman’a bilgi getirdiğini, orada bir kraliçenin yönetimindeki milletin, şeytana uyarak güneşe taptığını haber vermiştir (şeytanın insanlara, yaptıklarını güzel göstermesi ve onları doğru yoldan alıkoyması hakkında bk. En‘âm 6/43; Nahl 16/63). 22. âyette, ilim ve hikmet sahibi olmasına rağmen Hz. Süleyman’ın bilmediği bir şeyi herhangi bir hayvanın bilebileceği hatırlatılmaktadır (Râzî, XXIV, 190). Ayrıca bu âyet, bilgili kimselere ârız olabilecek kendini beğenme duygusuna karşı insanı dikkatli olmaya çağıran bir uyarıdır (Zemahşerî, III, 143).

Müfessirler Sebe’ ülkesinde hükümdar olan ve Kur’an’da adı anılmaksızın bahsi geçen kadının Belkıs bint Şürahbil olduğunu kaydetmektedirler (Şevkânî, IV, 128). Ancak kaynaklarda Yelkame bint el-Yeşrah b. Hâris veya Belkıs bint el-Hedahid b. Şürahbil, bir Habeş efsanesine göre Mâkedâ adlarıyla anıldığı da bildirilmiştir. Belkıs’ın kimliği hakkında kesin bilgi verilmemekle birlikte tarihçiler onun milâttan önce X. yüzyılda yaşamış, Hz. Süleyman’la çağdaş bir Arap kraliçesi olduğunu söylemişlerdir (bilgi için bk. Orhan Seyfi Yücetürk, “Belkıs”, DİA, V, 420; Kitâb-ı Mukaddes, I. Krallar, 10/1-10, 13; II. Tarihler, 9/1-9, 12). Süleyman aleyhisselâm, hüdhüdün sözünün doğru olup olmadığını anlamak için yazdığı bir mektubu kraliçeye götürüp sonuçtan kendisini haberdar etmesini hüdhüde emretti. Mektubun besmele ile başlaması ve Sebe’ halkının Süleyman’a teslim olmalarını istemesi, davetin hem siyasî hem de dinî olduğunu göstermektedir.

Hz Süleymana da deney emredilmiş...denemeden kimseye inanmamak ilkeli ol...

27/87:Sûra üfürüldüğü gün, Allah’ın dilediklerinden başka göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi dehşete düşer. Hepsi de boynu bükük halde Onun huzuruna gelir.

İşte bir Kader okuma...Kur’an kader okumalarla dolu...kader ilimdir...inkarı cahilliğe sebeptir...Allah kaderi cebraille hz Peygambere gönderdi...Gaybı bilemezdi peygamber...İnsandaki akıl sınırlı Allahın aklı sınırsız ama...İlmi de sınırsız Yaradılanla yaradanın bir farkı da bu Allah sınırsız aklının ilminin iradesinin affının sınırı yok şefaat ile dualar ile müşriki bile affı mümkün...ilgili ayeti nesh et...şefaat işte bu o ayet şefaatle terstir...Allah affını sınırladı ama dua ediyoruz...müşrik olduğunu gizlediklerine...Tevbesiz öldü ama tevbe hatırlatılsaydı tevbe ederdi...İşte bu tip müşrikleredir şefaat..."A-Z"yedir müşrikler de ...tevbesizliği seçeni kesin affetmeyecektir Allah işte ayet bu tevbesizliği seçen müşriklerin durumunu öğretiyor...Ben bile müşrikim...ama tevbeyi seçerim bu halimden hatırlatılsa...şeffaat bana ve örtüşenlerime...günah süreli şirktir ama bizim günahlarımız var süre koyamadık...yani Müşrikiz..bilmediğimiz şirklerimizden de tevbe etmeliydik ölmeden edemedik ama şefaat bu şirkler veya günahlar için...şehadetimizde sadığız Mürtedlik ameller hatırlatılsa tevbeyi seçeriz ama hatırlatılmadı ve öldük o şirke o günaha tevbesiz...şeffat bu günahlara...bu insan tevbe ederdi o günahına diye şahitlik eder ve dua eder şehitlerimiz mürşitlerimiz bize ve Allah şefaat eder...afffı gerçekleşir şefaat bu işte...

Sunnilikle yetinenler var...borç ver dedi sunnilik diye borç veriyor alamıyor almak için dayak yiyor hakaret yiyor ama hala bu ilkeden bu fetvadan vaz geçmiyor...oysa ilim bir ağaç gibidir bin dalı bir yaprağı var hangi dalı tutsan ilimdesin cehalette değilsin...ehven-i şerri seç faizi al diyen de aynı ilim ağacında...bunlara ehven-i şer öğretilse de bu hale devam etseler af kapısı onlara kapanır ama ehven-i şer fetvasından haberi olduğu halde din bu diye direnirse bu kişi af edilmez...ilme sınır koydu sınırsız ilmin sahibinin dinini sınırladı bir mezhebe indirgedi budadı verimsizleştirdi hattta felaketim oldu sunnilik ve o kişinin de felaketi oldu...bu kişiye şefaat de yok müşriki affetmem diyor ayette Allah ...af kapısı şefaatle kime mi açılır sınırsız çözümleri olan ilahi dini cahilliği ve aklı yetmediği için reddedene...Adam laik ama ben de Müslümanım diyor buna af kapısı kapanmaz müşrik ama bu...Tevbeye davet etsek Arabın örfü bu Fransızın örfü bu Üstün din ilim-bilim deney esmaya uyumlu olandır desek ve hala laiklik dese tevbeden kaçsa buna af kapısı açılmayasıya kapanır...ve şefaat faydasız açılmaz tevbeyi reddene af kapısı...Hz Vahşi gibi tevbe et...açılır af kapısı Peygamber de af etti Allah da Hz Vahşiyi günehı sevab siler matematik mantığıdır bilimdir bu...bilim dininidir ilahi olan din de...sunnilik bilimdi buz dolabından çıkan et gibi bozuldu bozuk ortam oluşunca...Borç vermek çirkin değil ama vefasıza borç hırsıza borç dolandırıcıya borç vermek farklı...der akıl...insanlar dolandırıcı olmuşsa borç vermek felaketim oldu de...borç vermeyi değil şartları kişileri suçla...dolandırıcıyı suçla...İlahi din dolandırıcıya ne fazi ne borç ver der...Matematik mantıklı din ancak ilahidir de...ilkeleri var ilahi dinin de...sunniliğin o fetvasını at çöpe...laikliğin o öğretisini at çöpe...ilahiliği ara yani...

Kur’anda ara borç vermenin yanlışlığını dolandırıcıya borç vermek Kur’ana göre suçtur.ararsan bulursun...kur’an sınırsızdır çünü sınırsızdan geldi... cahilden yüz çevir emri var dolandırıcıya borç vermek suçtur Kur’anagöre...Zalimden faiz almak da hiç ehven-i şer olamaz...hep şer olur.zalim bir verse beş işter ve ehven-i şer bile olmaz onunla hiç bir ilişki..."A-Z"yedir zalimlikler de Çİn ile hiç ir ilişki ehven-i şer olamayacaktır ama ABD ile olur...hiristiyanlığa davet et ABD yi lişkilerin ehven-i şer olsun müslümanım diyen de hiristiyanım diyen de müşrik ılah et sonra ilişki kur...dolandırıcı müslümanım diyor ıslahı mümkün değilse vallahi müşriktir...ABD ile suudun farkı e mi Islaı hangisi efayadavet edildiğinde tevbe ederse o üstündür...vefasız müşriktir süresi olmayan günahlar tevbesini reddeddiğin günahlar şirktir...Müşriksin Müslümanım deme Kur’ana isbatlarm müşriksin...tebeye davet ediyorum tevbe etmezsen müşriksin...yine de Allah bilir...diyorum.zani tevbe etmeye yanaşmazsa çinliden farksızdır ilahi öğretilere göre...Kur’anla isbatı mümkü bunun..Kur’anda ara ve bul...İlahi dini...sunniliğin fetvalarını şu miras fetvasını ne our terk et...adilliğin düşmanı o fetva...

Sınırsızlığını sınır koyarak-Razzaklığını rızık kılarak öğretir yarattıklarına Allah sahibliğini darlık ve bolluk vererek.SAHİBSİN..de.sınırsızsın ...de Özgürlüğünü budamam yanlıştır...de...bana dilediğini yap...de...kulunum de...

Allah sınırsızdır yarattığına darlık ve bollukla sınır koyar.Hakkıdır bu.Rahmandır da Allahı suçlamayan darlıkta cennete kavuşur...

Her midelinin muhtaç olduğu vardır..."elhamdülillah derdik sofradan öyle kalkardık hayvanlardan bir farkımızdı bu onu da yok ettik...Muhtaçlığını bil SAMEDİ farklıyı anla.Zıttın Allah.Yaradılan yaradanın zıttıdır biri muhtaç..

"El-Galib"esmasından uzaklaştırır şehitlik ister tevbedir bu şehitlik.sözle tevbeleri kabul bile etmez.Yahya dille mi tevbe etti..

Allah vekil...Allahın ilkelerine uymak yeter...Allahın ilkelerine uymayan müşriktir...Tevbesizse...Allah bana yeter diyen sen müşriksin veya günahkarsın seni kovar Allah seni emanetine almaz ki...Allah ancak kusursuzlara vekil...ve biz...

Kur’an evlen diyorsa evlenme o eskiden iyiydi ama Allahı sev peygamberi sev zamandan münezzeh bu duygular...Kardeşlik öldü...

Ah Suçlu suça ilk değdiğinde (Bizde ceza, suçlu boğazına kadar suça gömüldüğünde veriliyor) cezası verilse

Gençler kavga ediyorlar mahallenin büyükleri devreye girip barıştırıyor,şikayetler geri çekiliyor.ve Gençler daha büyük kavga ediyor

Müşrikiz...ne Müslüman Müslüman ne hiristiyan hiristiyan mideciyiz Uçkurcuyuz…İnsan aklınaerememişiz midemizin yüzünden …İlahi akla çok ok uzağız...dinimiz ahlakımız eşek ahlakı güzel ahlak sanma...aklımız eşek aklı...Üst ve üstün akıl sanma varlığı idare eder Rabbın aklı güzel akıl. Akıllar da ahlaklar da derece derece..."A-Z"yedir.Siyoniste kızan Her ırkçı siyonist değil mi zanisini partinin başına getirir hizmet edeni çalışanı unutur.Ölçü Çalışmak adillikte

Anlayarak Kur’an oku...Tertil ile yani ANALİZCİ akılla değilse yavaş yavaş okumanın ne hikmeti var.Örtüştürücü akıl analizcidir...



Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Kur'anda varlığı okumalar var Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kur'anda varlığı okumalar var şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kur'anda varlığı okumalar var şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL