hep,
ansızın başlar bu yolculuk oğul....
iki kapılı handan.
Resûl’e bile randevu vermedi
"o masum Azrail"

sonsuz bir yaşamın nur’lu sabahına
uyanırken cünüp yürekler,
teyemüme soyunur tenler.
"işte teneşir."

bir bir paklanırken suçlu âzâlar,
teyemüme güvenme oğul;
firaridir suyu görünce

sil baştan kendin yunmak var da,
bilemez ki beşer;
kaç idi guslün farzı...
üç mü,
beş mi?
kol yana düşünce iktidar
hiç ki.....

yalan mı oğul?
ürüyan gelip üryan giderken
beşer,
ilkinde
ve
sonunda;
yad el yumaz mı teni?

hangi dingin ten kendini
yudu ki?
yine yad ele kalır

üstelik;
sır’at da,
kıldan ince.
yoksa musabin’
eyvah!!!

el atına binme be oğul,
yılkı atlar gem tutmaz....
neyine gerek elin gümüşlü eyeri...
ya tez inilir’
ya da;
yufkadır emanetin canı....
"ince bir soluk"

kılçıklıdır yetimin,öksüzün,
devletin malı...
yutma!

o yâr senin değilse
bakma be oğul,
temaşe-i seyr helâlde gerek....
meşkin sünnetini bilemem amma,
"aşkın farzı bir"

mürşid-i kâmil’e eyle ki hürmet,
kurtulasın riyadan,
onun postunda ülfet...
cem’de dilini yut; sükut et oğul.....

dil,din,ten farketmez; herkesle barış
nefsin senin rakibin,
tek onunla yarış...

hani,
Sultan Süleyman...?
Karun’un tapusu kimde?
"can da emanet"

öyle ya,
kim kaldı ki şu faniye ebedi başkan,
kefene cep uysa
konmaz mıydı baştan....

bilesin ki;
Bir’e şirk koşandır şeytan
çetele tutmayı bilseydi iblisin aklı;
saymazmıydı
Elif’den Y’ye...

çaput bağlama çalıya,
medet umma ölüden,
bana dua et baba deme...etmeye ederim de
-kendisi nerde? derse;
-ne deyim oğul?

sahi,
taaa... nereden dönüyordu yanlış hesap,
dudaktan mı,
bağdat’tan mı?
hesabı hendeseyi düzgün tut oğul...
mizanda yüzün olsun
"O" na

sanırım,
tükendi nakdi ömrün nefesi oğul...
aheste aheste inerken kirpiğimden perdem,

hadi,
bana birşeyler söyle
"Habeşî Bilâl " makamından,
elin kulakta....

"Eşhedü enlâ ilâhe illalah,
ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resuluhu"
EYVALLAH


KUL FİGANİ (Erdem GÜMÜŞ)
ÖZBEKİSTAN/SAMARQAND
10.12.2014