Beklenen haber gecikince
Gözleri bulutlanırmış
Yüreği yağmur kadının
İç çekerek
Saklanırmış karanlığa

Omzuna konmayınca
Renkli kelebekler
Eğilirmiş boynu
Kapı önündeki kırmızı gelinciğin

Dağlarda saklı kalan yâr
Seslenirmiş uzaklardan
Mavi şehirde
Duyulmazmış sesler
Yasemin kokulu sokak aralarında
kaybolurmuş izler

Haber yok

Ah yâr
Erken gelirse eğer bahar
Aldanır ve aldatır
Yakar dal üstünde ki al kirazı
Zamanından önce açarsa eğer nergisler
Yanar çiçekleri derdi
Rahmetli anam

Duydum ki
Kar yağıyormuş şimdi sizin oralara
lâpâ lâpâ kar
Geçit vermiyormuş sıra dağlar
Aralanmıyormuş demir kapılar
Uzakmış
Çok uzakmış o diyarlar
Mümkün değilmiş sılaya varmak

Hasret dediğimiz o sarsıntılı gülücükleri
Yağmurda ıslanmak say
Sana yakın duran
O dipsiz uçurumlardan uzak kal

Ah gözüm
Güneş bile önce kendine gülümser

Demem o ki
Her şey mevsiminde güzel
Kış geldiğinde yağmalı kar
Bir durak öncesinde inmekten korkmamalı yolcular
Ellerinin üşümesine aldırmadan
Yürümeli karlar arasında
Düşmekten korkmayarak
Kardan adama siyah değil
Kırmızı atkı ve bere takmalı çocuklar

İki gözüm
Ölçüsü yok ki sevdanın
Bu yüzden peşimizi bırakmıyor kavgalar

Unuttun mu
Kar altında korunaksız kalmanın adını
Aşk koyduk biz
Vazgeçmek yok

Bu gece
Türküler söyleyelim
Çılgınlık yapalım
’Beni böyle sev ’desin yine şarkılar

Meselâ
Buzlar üstünde
Dile gelsin aşk
Mavi
Alıp başını düşsün yollara
Kavuşmak için
Yüreğinden
Yüreğinin en içinden
Uçursun güvercinleri seven

Bana
Tek gül yeter

Deniz Derya Giritli


Gönül sesime nefesini üfleyen Nilgün Paksoy Karabiber hocama, sonsuz teşekkürlerimle.