9
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1899
Okunma
illetini gizlemek için
kendi içine kesik kesik öksüren bir adamım
şehir teyakkuz halinde
yine de şiir düşebilir
hazan hep mi ihtilal kokar anne
bu illet beni de babam gibi öldürebilir...
neyse işte anne
kış gelip çattı
bir dağ bile yakamadım henüz
camiler açık minareler segah makamında
devlete sorarsan makul şüpheliyim hala
üstüm başım ya gül kokuyor ya kan
kaçak çaydan halliceyim beyat pazarlarında
ve düzenlice vurulmaktayım serhat boylarında..
kırkından sonra mı ağırır her yanı insanın
muhacir enzimlerden
otitten diş sancısından kaçıp
knut hamsun’a sığınıyorum usulca
kadim açlığıma
ilkel suskunluğuma sarılıyorum sonra
içimde alıngan bir ceylan tepinmekte anne
bilsen ne çok ihtiyacım var sana...
kelamın ağusu en iyi bana siner anne
yine de bunu bilme sen
bilirsen rahat ölemem ben
öyle çok yüklü ki her şey
ciğerim de yaralı avucum kadar yoruldu
bu hüznü taşımaktan..
iyi ki görmüyor ve değmiyorsun artık
herkese hazin hikayeler anımsatan
çocuk cesetleri taşıdığım
şiir kadar savruk
şiir kadar yaralı bu yüzüme
değseydin rahat ölemezdim
ölemezdim
anne..
bu yüzden her seferinde anne
şiirimi sana çağırıyorum
seni şiirime...
5.0
100% (18)