20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
962
Okunma

gece yalnızlığın
damarlarından yürüyen
hızlı ve bir su gibi duru
toprağın kokusunda
yediveren gülün teni
yedi ayrı dilden söyler aşkı
artık cenneti cehennemi
aramızdan çıkart
şimdi sen
gökyüzüne aşık
yaşlı bir dağ servisine
sevdalısın
dallarında aç
kaç sığırcık ölüsü
beklerken göç
soğuyan havaya
aldanıp üstüne düşen çiy
nemli gözlerin
ahretliğim al haydi
ellerim senin Ensarındır
giderken bu şehirden