3
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
2370
Okunma

Üstü başı yırtık bir dilenciydi kent
Verdiğinden fazla eksiltiyordu ceplerini
Ellerin kalana, canın soğuyana yeminli.
İmana şartlı,
Soluksuz bir baykuş kanadında aç;
Bakıyordu;
Zamandan, okyanustan kalan ne varsa haberci.
“Aklarında ağırlaşan gül kokarsa,
Ay bölünüp ferman yağarsa,
Korkuyorum;
Ya sorular susarsa…”
Ortak paydalı anaforların diliydi sokaklar;
Baştan veya sondan bakıldığında durağan tanımsızlığı
Ve okunamayan
Eski bir uygarsızlığın alfabesinde,
Dokunduğun her yerinden,
Ayyaş alışkanlıkları doğuruyordu gece.
Uyanıklığımız uyku muydu,
Yoksa
Kurşuni düşlerin vurduğu yerden mi sızıyordu güneş,
Söyle,
En çok kim savaşıyordu !...
04.12.2014