Şarkıların Ömrünü Uzatan Kadın'a
Yokluğunun ertesinde uykusuzluğum nüksetti yine
Ve bu yüzden sensizliğin önsözünü hala yazamadım. Gözyaşlarımı bir mezar karanlığına gömerken Ruhunun dehlizlerinde hiç ihtimam etmediğim Bir kabir azabına vuruluyor cesedim. Susuz bir darağacına açılan pencere kadar gökyüzüm Oysa saçlarının kokusundan Cennete geçilir bilirdim Yanıldığım kadar yalnızlığıma şükrettim. Göğüs kafesimdeki kemiklerin eksikliğinden midir Sevdaya olan bu körpe kamburluğum ? İman tahtamda bir kör bıçak saklayalı Hep benim çocukluğum mu suçlanır Yetimhanenin yüzyıllık kırık camlarının ayazından ? Yutkunduğum kadar ulu orta döküyorum yüzümü Bir azınlık mezarının gölgesiz toprağına. Gülüşünün şükrünü kazaya bıraktığımdan beri Ucuza kapatılıyor kır düğünü düşlerim. Bir sehiv secdesinde unutmak istiyorum kendimi, Dudaklarımdan sökmek alfabeyi, Sonra bir hastane koridorunda Yalnızlığımdan kaçarken yakalanmak. Bulutlara uzanmak, Rüzgarın arkasından koşmak kan ter içinde. Oysa deliliğim henüz afişe edilmedi. Belki de sevdamın üzerini Bir rüyanın içinde açıkta kaldı ki Gözlerine olan müebbettim hala infaz edilemedi. Oysa sen şarkıların ömrünü uzatan kadındın. Şimdi beni unutabilirsin. 03 Aralık 2014 Mavi Bilyeli Adam İsmail Sarıgene |