8
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1594
Okunma

Korkmak kadar göreceli varlığını yadsımak
Umarsızca kıyısında köşesinde kalmak kadar
Yine de susmak bilmezken gönül nereye kadar.
Tümlenmiş bir cümlenin içinde gizlenmek
Bir düş kadar asil olsa da
Acısını yaşamak
Uğruna sevdanın
Arınmak dünyanın kirinden pasından.
Düş ertesi, gün ertesi
Çaresizliğin yürek burkan tecellisi.
Kifayetsiz addedilen ruhun son hamlesi
Var oluşun hükmünde yok sayılmak
Acısı o duyulan öfkenin.
Nazarında, niyazında
Ellerimin her seferinde dokunduğunda semaya.
İnkâr etmek aslını mümkün mü söyle sefil gönül
Yok addedilmek dünyanın gözünde
Ne bir kelam ne de şu kırık kalem
Telaffuz ettiğim nice kelime içermez tek sitem.
Kuşlar kadar ürkek ve naif
Kafes kadar dar her bir zihniyet
Kemale erse de yaşım
Vazgeçemediğim o çocuk yanım.
Erer ömür elbet bir gün nihayete
Yine de söyle, çöker mi bunca acının tortusu en dibe
Yalan riya olmadı yoldaşım
Gök kubbe altında buluştuğum nice gönüldaşım.
Ne zafiyet ne yoksunluk
Nicedir eşliğinde iken o ketum yalnızlık
Ne başı ne sonu bu hikâyenin
Asla sirayet etmediğim o meşum sessizlik yüreğin karası
İnkâr edemediğim içine düştüğüm o büyük yanılgı
Ve ne varsa yürekte gizli saklı.