Ne biçim şiirsin dedi bir kadın
Yüzünde şuh bin kahkaha sırıttı
Göç eden kızıl saçlı sevda sızar kirpiklerinden ben
Olsun susmakta ikrar dedi lal dilli aşk
Dudaklarında yarı yanmış izmarit
Yarı yarıya kül olan ömür



İçi delik zamanın kozasından dökülür lalı güzaf cümleler
İşte öylesine bir şiirim
Gölgemde barınır şiirin kadim dostları



Uzaktan don kişot’un değirmenleri görünür
Şövalye ruhlu gölgeler öper düşte kalan sol yanımı
Korkutur kitap kaçkını düşlerimi
Ve öylesin bir şiirim dedi kırgın cümleler
Yüzyıl öteden sürüklenen
Yarı yarıya kül yarı yarıya ömür



İçi delik zamanın kozası dökülür lalı güzaf cümleler
Lafı güzaf değil miydi dedi bilge görünümlü kadın
Har ve zaman yüklemdir lal dilde her gün
Susan binlerce kadim dosttan sürgün



İşte öylesine bir şiirim kızıl saçlı kız
Göç eder gönlümden ay ile yıldız
Dün sana uğradım kör dudakların lal cümleler doğurdu


mahmudiye düzkaya