0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
888
Okunma
tünemişim ganj kıyısında
yoksul bir kulübenin sekisine
koltuğumda kara bulutlar
belki de, sana varışlara dağlar elverir diye
bi haberim yaralarımdan
yoluk kanatlarım ellerimde
dilime çevrilmemiş dualar istiyor ulu ırmak
tedavülden çoktan düşmüş ezberimdekiler
sizin diyarlara özgü çıbanlarım var
benden de öte derinlerde
bilirim fayda vermez, çimsem de çimmesem de
ayrılığımız kaç kulaç gelir, karşı yaka kaç kulaç
her köşesinde ölçüler bir midir dünyanın
sen mi bulandırıyorsun kuzeyden bu suları
küllü yakarışlarımı yutuyor, bu devasa bulamaç
kaç derviş hırkasını hara vermişim
bir çıra bile olmamışım yücelerde
bin yılın var diyor bilge kağan, çileler bitimine
üryan gidilir nasılsa ulu toplanışa
son umudum sedirlerde
yollar nakşeyle nazar-ı şulenden
bu nasıl çember-i dairedir, kurtulamıyorum kendi izlerimden
nafile gidiyor mazbatasını almamış ziyaretlere kurbanlarım
işaret vurduğum geçitlere akıtmışım tümünü
geçsem de serden, tek damla kan çıkmaz ki bedenimden
kasım
5.0
100% (2)