1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
799
Okunma
Vurulmuş bir keklik gibi,
Uzanıveriyoruz hayatın kollarında.
Yüzümüzde kimsesiz bir baharın hüznü,
Saçlarımıza değen rüzgârda İsrafil’in nefesi,
Çoğu zaman bilemeyiz.
Ölümün yaklaştığını Yakup misali göremeyiz.
Zaman bir kaçış gibi hayattan.
Bizler hayatın neresindeyiz?
Dünyadan göçüp gitmemizle ne kaybeder ki hayat?
Oysa hayat en çaresiz olduğumuz anda pusuya yatar.
En acımasız sözleri bir tokat gibi yanaklarımızda,
Zaman ihtiyar bir adamın yürümesi kadar ağır,
Zaman gelmeyen sabahlar gibi.
Ne çekip gidebiliyoruz.
Ne de kaldığımıza sevinmek geçiyor içimizden.
Bir şarkı gibi hayat sıkılsak da dinlediğimiz.
Bazen çivisi kopmuş olur duvardaki resimlerimizin.
Kendimize en ihtiyacımız olduğu zamanda başka mecralarda oluruz.
En büyük zulmü yine biz yaparız kendimize.
Hayat gibi.