Gökkuşağı üst kimlik, kalp gözünden uyarı :
Bir arada yaşamak özgürlüğün umarı…
Özlük hakkına saygı, birlik ruhuna delil,
Kanun kabı kırmızı, sevgi yaprağı yeşil,
Gel-geç seyrüseferde sabrın simgesi sarı...


Yollara düzen veren bu doğa renklerinden,
Nan-körlüğe ihânet poşusu bağlar kimi !..?
Üç boya bileşkesi morcivert açılımla
Avara kasnağının çarkını yağlar, kimi !..?


Bir varmış, bir yokmuşa öykündü burda kalem,
Üstüme farz değil ya, ibret alsın el-âlem...


Evvel zaman içinde,
Kavimlerin göçünde,
Piyano tuşlarına sürtünen kalçaların
Yellek gürültüsünü beste sanmış bir sefil,
Hokus fokusa meyyal uyur gezer zer-zevat,
Her bakımdan illüzyon güdümünde embesil,
Ab’acı kebeciden
Sen necilik beklerken,
Re’leri yutar olmuş, özge sever, "usa-fil" !..?


Gurku terkten kursağı çatlayan kargaların,
Ökse-dal makamından terânesine kefil
Beynini don kuşanmış, Ceyn’e poz, Tarzan azma,
Ayak izleği halhal, burnunda çipli hızma,
Dibekte su döverek saf algıdan damlamış,
Râkipse, her şutunu dev ekrana zumlamış...


Ters nallı beygirlerden iz süren uzman gâfil,
Santrançta yengeç ürkü dişleri dökülmüş fil
Kalelere toslamış çapraz ayak, yanpiri...


Tele-kulağa övgü (!),
Masal içinde öykü :
Fikir cehdinden yoksun miskin iman tâciri,
Kafadan ödünç bacak, kalamar muhâciri,
Hüküm fermâ olmanın uç nokta kibiriyle
Deryayı sıfırlamış değişim cebiriyle !..?


Davul çenç, zurna limon, ay ışığında halay !..?
Gökten üç elma düştü, kel başa vurduk kalay;
Ortak us kısa devre, ampul satmak, ne kolay !..?


Şeş ağız, çatal dilek, ak, kara yılan dilli,
Maskeli öç balosu, dilmacı yalan dilli,
Vampir yarasaların dalaması kan dilli !..?


Çayda çıraya nispet, bop ninnaya şıp nanay,
Bu çağda böyle çerağ, vay anam vaayyy ?..!
Vah size, eyvaah bize,
Şinanay yavrum şinanay-nay !..?


Hoppa şina şinanay şinanay-nay,
Şinanay da mirim şinanay-nay !..?