0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1561
Okunma

Bir kuş değil mi, dünya dediğin?
Uçarak uzaklaşan.
Kanat çırptıkça yükselen
Yükseldikçe yorulan.
Zaman değil mi, dünya dediğin?
Sonu bilinmeyen.
Sonsuzluk bile olsa
Harcandıkça tükenen.
Kötülerin mekânı değil mi, dünya dediğin?
Zulmün bitmediği.
Güçlünün zayıfı ezdiği
Adaletin bile adaletsiz olduğu bir yer değil mi?
Bir köy değil mi, dünya dediğin?
Çeşmeleri buz tutmuş.
İnsanların susuzluktan kırıldığı
Perişanlık diyarı değil mi?
Bir rota, güzergâh değil mi, dünya dediğin?
Üzerinde konakladığımız bir yer
Demir atmadan ilerlediğimiz bir deniz
Tahtaları çürük bir liman değil mi?
Bir batak değil mi, dünya dediğin?
Bulaşırsa kurtulamadığın.
Çırpındıkça battığın
Elini verip kolunu kurtaramadığın
Acizlik sahnesi değil mi?
Bir insan pazarı değil mi, dünya dediğin?
İğrenç tuzaklarla dolu.
Terazi üzerinde
Hesabın bile tutmadığı bir kefe değil mi?
Bir tablo değil mi, dünya dediğin?
Tuvalin kötülükten
Çerçevenin yalandan oluştuğu
Bütün iğrençliklerin; yalancının, katilin sahne aldığı bir oyun değil mi?
Gidişatı belli olmayan bir gemi
Kurtuluruz ümidiyle küreğine asıldığımız
Rüzgârda savrulan yaprak misali
Etme Bulma dünyası değil mi?
HASAN KARAAĞAÇ