Karanlık düşlerimde
Bir uçurumun kenarından hızla düşerken
Bir uykunun en derin yerinde
Senin olduğunu bildiğim
Bir sabahın adıydı gözlerin
Kahvesinde bahardan çiçekler yürürdü bahçesine
Serpilirdi gülüşüne rengârenk
Söyleyemediğim kelimeler düşerdi yüzüne
Gözlerin gözlerin ki
Göktürkler’den Asya’ya açılan bir çift pencere

Sende bu gökyüzü
Sende bu toprak kokusu
Uçsuz bucaksız dağlara uzanan
Tarlalara ekilmiş sen diye bu başak
Fırından çıkmış bir ekmek kadar sıcak
Bir çift zeytin tanesi bu bakış
Sıcak ekmek banılası

Oyy! gözlerime yağmur getiresi
Beni diyar diyar sürgün götüresi
Gözlerine baktığım an
Göçmen kuşların o uzun göç yolu
Sıcaklığına kanat çırpılası
Varılası durulası
Gönlümün o son durağı

Bakışlarının ardına saklanan yüzün
Geceleri gökte beyaz düşte beyazım
Bak gökyüzüne
Yıldızlı samanyolu destanım
Yakma tutuşturma gözlerinde her bir kelimeyi
Hergün binlerce kez yazıp çizdiğimsin
Şimdi sayfa sayfa açtırma yüreğimi

Gözlerin derin akan bir nehir
Fırat gibi bir uçtan bir uca süzülür
Bir şelaleden ki gözlerin
Akarken gözlerime dökülür
Duydum ki aldığını geri vermezmiş Fırat
Mademki gözlerinde boğuluyorum
Ben gözlerimi gözlerine bıraktım
Gözlerinden kendime yeni bir dünya yarattım...



celalkeklikci