0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1265
Okunma

Sahipsiz hüzün taştan krallığının isyankar elleri eriyen balyozudur tanrının
Binlerce kalesini yıkıyor ruhumun
Kayıtsızlığımın gülümseyen küllerini parçalıyor pençeleriyle bir derinin kemikten ayrılması kadar sancılı
Soluğumun tütünsüz geceleri
Gırtlağımda duraksıyor zehirli duman
Tuzak şehirlerin bağışlanamayan gölge darbelerinde
Külleniyor nöbet ağlayışların
Önceye tutsak düşlerim sensiz düşüşün ortasında
Vazgeçiyorum seni düşünmekten
Nedensiz sinmiş göz yaşıma kokun
Hıçkırık denizidir isyanlarımla kuruttuğum
Yakıyorum sevda şarkını uyutup
Bir çığlık tutulmasında kaldırırken başını ay dünya söküp atarken yüreğini
Ölüm denen coşku kör olup çalsana kulaklarıma sen aşksız uğultunu
Kara perdeni çek gözlerime gömüldüğün suların altından
Ruhumun kara deliklerine çekilen hüzün bulutları ıslanırken ağlıyorum boşluğuna kalabalığın
Ve;
Sensizlik aşındırıyor sevda kayalıklarını kendi kendimin misafiriyken...
Recep Yeşil
Ataköy...